Sokrates'e göre aşk, güzelliğin aracılığıyla çoğalma arzusudur. Bu hazzın bizi sürüklediği delice, budalaca, saçma sapan haller, hazzın son anında acı çeker gibi, ölecek gibi inlemek (ayrılık yani), nedir bunlar? Bunlara bakınca, Platon'un bir sözü aklıma geliyor "Tanrılar insanı kendilerine oyuncak diye yarattı" ve buna inanasım geliyor.
Aşk, bir dert pahasına yaşamaktır. İnsanoğlu inandığı cennete gidip sonsuz huzuru ve yaşamı, dilediği gibi hem de, yaşamaktansa aşık olup Sokrates'in fikrini gerçekleştiriyor. Bana göre aşk aldanmacadır, kanmaktır, güzelliğe. Bir kumar masası gibi yani. 2 kişi kart oynuyorlar ve biri kart çalıyor, kart çalmaya devam ediyor ve onu laflarıyla oyalayıp aslında onda olmayan kartları alıp masaya koyuyor, kaybeden ise karşı taraf oluyor. Burada çalınan kalp ve laflar ise güzellik ve beden. Ya da kim bilir, Polis baskınından sonra kimse kaçamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olası
RandomTemel bilgilerimizi oynatan, mantığa sınırlar koymamamızın aslında en büyük ihtiyacımız olduğunu anlatan, genel konulara anlam katan-değinen, toplumsa sorunları anlatan ve kişisel gelişimden oluşan bir seri, evet kendim yazdım