Oy ve yorum verirseniz çok mutlu olurum :)
Dershaneden çıkmış eve doğru yürüyordum bu sene son sınıftım ve iyi bir üniversite kazanmak için okul harici destek alıyordum. Hayalim doktor olmaktı bunun içinde çok çalışmam lazımdı. Hastaları iyileştirmek yardım etmek istiyordum. Doktorluk kutsal bir meslekti sabır gerektiriyordu ama ben bunu başarabilirdim.
Bugün benim doğum günümdü ve 18 yaşına girecektim içim kıpır kıpırdı. Her doğum günümde annem çikolatalı pasta yapardı üzerini de kırmızı çileklerle süslerdi. O kadar lezzetli yapıyordu ki hep merak ediyordum nasıl bu kadar güzel yapabiliyordu?
Yüzümde saklayamadığım gülümsememle evin önüne geldim ve zile bastım. Bir kaç dakika sonra annem açtı kapıyı beni görünce kocaman gülümsemiş ve sarılmıştı.
"Hoş geldin doğum günü çocuğu."
Kıkırdadım ve mutfaktan gelen kokuyu koklamaya başladım işte o muhteşem çikolatalı pasta!"Çok güzel kokuyor anne!"
"Hadi üzerini değiş de bana yardım et babanlar gelir birazdan."
Babam-lar.Yine o adamla mı gelecekti eve? Bari doğum günüme gelmeseydi, nefret ediyordum ondan. Her fırsatta bana dokunuyor, gözleriyle beni yiyordu. Kimseye bir şey söyleyemiyordum çünkü babam yanında çalışıyordu. Onun parasıyla geçiniyorduk ve bundan nefret ediyordum. Üniversiteyi kazanıp buradan gittiğimde ailemi de yanıma alacaktım, hem okuyup hem çalışacaktım.Odama girdim ve üstümü değiştirdim annemin yanına gidip masayı kurmasına yardım ettim. Bir kaç saat sonra kapı açıldı ve babamla yanındaki gereksizi gördüm.
"Biz geldik!"
Babam banyoya girip ellerini yıkadığında Mark beni süzüyordu."Hadi ellerinizi yıkayıp sofraya gelin."
Sofraya oturduğumuzda başımı tabağımdan kaldıramıyordum çünkü onun gözleriyle karşılaşıyordum. Bu akşamın çabuk bitmesini istiyordum."İyi ki doğdun Jimin!"
Annem içeriye pastayla girdi ve tam önüme koydu. Gülümsedim ve babama baktım yanıma gelip sarıldı."Hadi dilek tut ve üfle."
Gözlerimi kapattım ve Ailemle mutlu olmayı ve birinin karşıma çıkıp beni çok sevmesini diledim. O kişi beni Marktan korurdu yanımda olursa hiç bir şey yapamazdı bana.
Gözlerimi açtım ve mumları üfledim. Annem yanaklarımı sıktığında güldüm ve ikisine sarıldım. Babam arkasında tuttuğu hediye paketini bana uzattı."Nice güzel yaşlara oğlum."
Gülümsedim ve heyecan ve özenle paketi açtım. Parfüm kutusu çıkmıştı paketten kutuyu da açtığımda şık bir şişeyle karşılaştım hemen kapağını açıp kokladım."Çok güzel kokuyor..."
Bu kokuyu daha önce hiç koklamadığıma emindim ama benzersiz bir kokusu vardı."Kardelen çiçeği kokusu, nadir ve zarif bir çiçektir."
Babam bana bakıp göz kırptığında gözlerim yok olana kadar gülümsedim ve boynuna sarıldım."Öhm iyi ki doğdun Jimin."
Duymak istemediğim sesi duyunca yüzüm buruştu ve zoraki ona döndüm. Elinde kırmızı yüzük kutusuyla yanıma geldi ve kutuyu açtı. Tektaşı görünce gözlerim büyüdü."Seni uzun zamandır seviyorum Jimin, artık dayanamıyorum on sekiz yaşına da girdiğine göre önümüzde bir engel kalmıyor. Benimle evlenir misin sevgilim?"
Sinirle kaşlarımı çattım ve babama baktım o da hem şok olmuş hemde sinirliydi.
Hiç bir şey demeden annemin yanına gittiğimde kollarının arasına aldı hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Güneşi ☼ NamMin✔️
Fiksi Umum"Neden ölmeme izin vermedin ki kış güneşi?" Bir fırtınada beyaz karların üstünde ölümü bekleyen minik bedeni bir mucize gibi gelen güneş saçlı bir adam kurtarmıştı. Ölümden kurtarmış yaşam vadetmişti küçüğe. İkisinde öğrenecekleri çok şey vardı birb...