ŞÜHBE | Umudun Mavi Patırtısı

108.Bölüm

Sır bu çığlığın fısıltısındadır
Uykunuz derin, rüyanız hatırlanmadı
Ben vurulduğum masalın ortasındayım
Prensesler de kalp söker hiç yanılmadın

Ay ışığına, bir göl kayığına
Sakladım acımı gül yanağına
Gülümsemesi yakamoz
Işığına vurulduğu o gecede
Kaç çiçeği koparıp uzağıma
Solsun elimizi sürdüğümüz her şey
İnadına sevip yolumu yürürüm yine de

Ben deniz yazmayı sizden öğrendim
Elimde mavi kalemler bir poyraz çizmişim
Kıyındayım da aklımda ufkunuz var
Yüzümde eskiyen bu hazineyi bul
Kaçır da sakla derinde, rüzgar benimle
Kerteriz aldığım yıldız bu göğün en tepesinde

🌊

Her şey biter de gözlerimde anıları
Saklar mı dünya gökyüzünde acıları
Ah yoruldum ben
Ah sen

⚜️

||BÖLÜM 108||

🔱

09.09.2019, Pazartesi!

02:35!

Fuew, Wtüeez kaktüsünün bulunduğu saksıların sayımını yapıyor ve üretimleri kontrol ederek aksaklıkları gideriyordu, günbegün rötuşlara kafa yoruyordu.

Wtüeez kaktüslerini ambalajlaması için görevlilerden birisine seslenecekti, sesleneceği kişiyi gözleri ile aradı. Aradığı kişiyi bulamadı fakat sessizce kendisini gözetleyen birisi ile karşılaştı.

Efendisini laboratuvar kapısının önünde görmeyi beklemediği için ürktü. 

Efendisinin ellerinde taze kanlar olduğunu gözlemlediğindeyse ürkmesi geçti çünkü Fuew şanslı günündeydi. Efendisi ellerinde kanlar olduğu zamanlarda Fuew'e zarar vermezdi. Ne zaman ki efendisinin elindeki kanlar yıkanırdı; Fuew için tehdit çanları gür şekilde çalardı.

Efendisi birisinin ölümünü daha getirmişti ve birkaç saat önceki depresif hali geçmişti, katbekat keyifliydi.

"Fuew ağzındaki baklayı çıkart." Fuew'in kaçırdığı gözleri ve bir şey geveler gibi dilini hareket ettirmesi sıkıntısını döküyordu. "Söylemek istediğin şey keyfime keyif katacaksa seni ödüllendireceğim." Genç adam ellerindeki kanları Fuew'in yanaklarına sürdü. "Keyfimi kaçıracaksan cezan hazır."

Fuew cezasının kara mamba, dev örümcek, katil balinalar ve türlü işkencelerden geçtiğini efendisinin korkusuz gözlerinden okuyabilirdi fakat Fuew korkuyordu ve genç adamın gözlerine bakmak yerine genç adamın ellerine bakıyordu ve gördüğü kan işkenceyle yaralanmış bir bedenin değil, hunharca öldürülmüş bir cesedin kanıydı.

Fuew korkulu gözlerine karşın ağzındaki baklayı cesaretle çıkardı. "Sizinle görüşmek isteyen birisi var efendim."

Efendisi keyfine keyif katan Fuew'in ödülünü hazırlarcasına kanlı ellerini Fuew'in yanaklarından çekti. Kanlı ellerinin içini laboratuvarın mermerine çevirdi ve avucunu yumruk şekline getirerek sıktı, yere damlayan kanlar tazecik kokuyordu. Fuew kan kokusunun bayatını çok defa tatmıştı. Taze kan kokusuysa midesini çalkaladı. Fuew'in bu acımasızlığa alışması gerekmez miydi? Fuew son günlerde çok kilo kaybetmişti. Efendisi kendisine yemek yemesi için izin verse de Fuew'in ağzından lokma geçmiyordu. Efendisine göre Fuew'in bir karın ağrısı vardı. Fuew'e rahatlık batıyordu.