GİRİŞ

5.7K 326 424
                                    

🫀 🥀 🫀

Kıpırtısız dudakların kıyısında çentikleşen kesik lisanlı biçarelerin sunaklaşmış denizinde, hayatta kalma mücadelesinin paylaşılmışlığı içindeler.

Ağır tek bir adıma tahammül yok. Zira zaman hızla akıp gidiyor. Akrep mi yelkovandan; yelkovan mı akrepten kaçıyor?

Mütelaşiyane hareketlenmeler göçebe bir ruhu itip kakıyor. Ruh kuytu köşelere terk ediliyor. Bir başına, katran rengi karanlığa...

Belli ki gündüz doğmayan güneşin öcünü gecesinde almak istiyor.

Darağacına asılması için dakikaları kalmış mahkum sarsışarak medet umarken; cellatlar idam sehpasını tekme ile deviriyor.

Sarsışması bir yardım çığlığı...

İnsanoğlu duymaz.
Çünkü insanoğlu eli kulaklarında.
Sağır güya(!)

Duy da kulak asma!

İnsanoğlu dışında elbet duyanlar oluyor. Kelebekler... Ruha kol kanat gererek matemine ses kesilen, zulmete son veren asil varlıklar. Ruha can vermenin bir yolu var. Kendi ömürlerinden ömür paylaşmalılar... Paylaşıyorlar. Bundandır bir kelebeğin ömrünün kısalığı. Ve yine bundandır bir kelebeğin renginin beyazlığı. Çünkü beyaz ölüm.. Beyaz yaşam.. Beyaz araf..

Ben, göçebe ruhun ta kendisiyim.

Ürküntü veren yerlerden korkmama rağmen ışıkların yer yarılıp içine hapsedildiği kömür karasına terk edilenim.

Karadeniz'de hüznün en kara tonlarını tadan yine benim.

Ben Akşın.

Akşın Akzade ya da Akşın Karadağ değil.

Yalnızca Akşın.. Yalnız Akşın.. Manası beyazlık.

Gözlerimin mavisi olur olmadık yerlerde dolup taşarken şimdi gözümden tek bir damla yaşa kilometrelerce hasretim.

Bir itirafım var. Ağlamak özlenir mi? Ben özledim. Hem de çok özledim.

Çünkü ağlarken hayattaydım. Oysa şimdi toprağı kazılmış ölüden farksızım.

Mezar taşım bile hazır.
Yani hazırmış.
Bilemem.
Görmedim.
Kulak dolgusu bilgim.

Ölüm zamansız gelmiyormuş bana.
Tarihi belli...

Saatini henüz söylemedi. Umutlandırmak istemiyor herhalde.

Fakat işittiğime göre 07.04 sularında cesedim boy gösterecekmiş. Hoş! Birkaç ay sabretti fakat öğleden sonra güneşin tepede parıldamasını beklemiyor.

Akşınlar ışığa -özellikle güneş ışığına- bakamaz demiş birisi. Yalan! Çünkü ışık olmayan yerde hayatta kalamam.

Ben bir doktorum. Kalp ve Damar Cerrahı. Yani öyleydim. Her şey iyiyken.

Bakmayın bu kadar duygusuz durduğuma, ket vurduğuma. Ruhumun her bir zerresinin tane tane boncuk gibi şaçıldığına ve saçılan boncukların ayağıma battığına, kanattığına fakat acıtmadığına...

ŞÜHBE | Umudun Mavi PatırtısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin