8.Bölüm

2.8K 212 332
                                    

Kim aldı beni düşlerimden
Hayatımı kendi gözümden
Görememek beni öldüren
Söyle kimim ben

🫀

| |BÖLÜM 8| |

💎

Özel Akdeniz Umut Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi bölümü yedinci katında bulunan asistan odasından bildiriyorum!

Geçen bir hafta boyunca hastaneye adapte olma sürecimi tamamladığım için ilk nöbetim ile baş başa bırakıldım. Gökçe'nin dediğine göre ayda yedi-sekiz kez nöbete kalınıyormuş. Bu da haftalık iki nöbete tekabül ediyor.

Çoğu hastanede genelde otuz altı saat devam eden nöbet; neyse ki bulunduğum hastanede yirmi dört saat gibi kesintisiz süreyle sınırlandırılmıştı. Haftalık, kırk sekiz saat nöbeti, iki yüze yakın hastaya bakarak geçirmek çetrefilliydi.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi için imza atanlar, nöbetin yirmi dört saate indirildiği için sevindiğimi görse beyannameye nöbet saatlerinin kısaltılması ile ilgili bir şey eklemedikleri için kemikleri sızlardı. Karan'a ve başhekim olan Enver Ali Amca'ya insanlıkları namına ödül verirlerdi.

Acil durumlar, KVC servisi, yoğun bakım hastaları, baş ağrıları, yorgunluk, tükenmişlik sendromu, yıkılmadım ayaktayım motivasyonu. Ve bitse de gitsek ifadesi... Ama bitmemesi.

Bunlara nazaran bitse de gitsem halinde olduğum pek söylenemez. Hastane tutkumun merkezi olduğu için eve gitmek gibi derdim yoktu.

Tek sorunum uyku ihtiyacımı karşılayamamamdan kaynaklanan zihin bulanıklığıydı. Yalımıza gidene kadar yolda kaybedeceğim vakti, asistan odasındaki şişme koltukların birinde uyuyarak geçirebilirim.

Umudum bu yöndeydi.

Yarım saatlik bir uyku arası vermeye kalkışacağım sırada uykuma göz diken sekiz kan emici listesinde adı bulunmamasına rağmen dokuzuncu kan emici olarak adını o listeye yazdırmaya ant içtiğim Karan Cenk Karadağ, "Makaleler." diyerek göreceğim rüyaların önüne geçmişti.

Bir hafta boyunca cemalini görmüş, sevecenliklerine gülümsemiş, yardımseverliğine minnet duymuş, saygılı tavırlarına içten içe şükran sunmuş, kibarlığını takdir etmiş, özgüvenine baş kaldırmış, çokbilmişliğine yok artık demiştim.

Bunlar bir yana beni ezber yaptığım için pişman etmişti. Pişman olduğum konu aklıma gelince kendisine karşı hiç hoş düşünceler beslemiyorum.

Onu boğmak gibi şiddete meyilli şeyler aklımdan geçse de tırtıl kalbimin ve mesleğimin benliğimde uyguladığı basınç yüzünden düşüncelerimi işleve geçiremiyorum.

Yağız olsa "Şırınga sokulsun, içindeki insan sevgisine." derdi.

Bana verdiği kağıtları geçen hafta sabaha kadar ezberlemiş, ertesi gün Selma Sultan sayesinde uyandırılıp vaktinde hastaneye gitmiş, akşam saat ona kadar kesintisiz hastanede çalışmış, ezberlediğim şeyi unutma kıvamına gelmiştim. Kağıtlara göz atacak fırsatım olmamıştı. Beni bir hastanın muayenesi sırasında ayaküstü sınava tabi tutmuştu. Bütün sorularını doğru cevaplamış, tek bir sorunun yanıtını saydığım nedenler dolayısıyla hatırlayamadığım için tek bir soruyu bilemedim diye beni poliklinik hastalarının arasına göndermişti.

ŞÜHBE | Umudun Mavi PatırtısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin