5.Bölüm

3.1K 222 344
                                    

Öyle gelme dur
Canım çeker
Aklım, fikrim karışır uçar gider

Haklısın ya da ben hep bir sorun bulurum
Yıkılmadım ama ayakta zor duruyorum

💎 | |BÖLÜM 5| | 💎

~°~

Hastane koridorunda hasta yakını olarak beklemenin tarifsiz burukluğunu ancak bekleyenler bilirdi. Kulakları iyi bir haber duymak isterdi. Dilleri bildikleri tüm duaları tekrar ederdi. Kasvet geçmek bilmezdi.

Hasta ameliyatta anestezi altındaydı, bilinci kapalıydı. Kendisine yapılan meşakkatli işlemlerin açtığı yaralar ne kadar derin olursa olsun gözleri yumuluydu, kolay kolay açılmazdı. Gözüne uyku girmeyen yakınlarına anestezi uygulanmadan neşter atılırdı, canlarından can giderdi. Hasta bilmezdi.

Çok zor bir ameliyatsa "Kendinizi en kötüsüne hazırlayın." tavsiyesini işitirlerdi bizim ağzımızdan. İnsanoğlu doğası gereği kendisini kötüye hazırlayamaz ki. Yüzde altmış bir ölüm riski var deseniz de yüzde otuz dokuzun gerçekleşebilme ihtimaline sığınır, göz ardı ettiği yüzde yetmiş ihtimal ne yazık ki gerçekleştiğinde hazin gerçekle baş başa kalır.

Dünyayı yaşanabilir kılan şey bence inanma ve ümit etme dürtüsü. Bu dürtüler kaybolduğunda mundar olur dünya.

Istırap yüklü bakışlar, yağmur yüklü bulutları andırır. Bir damla gözyaşı çok şey anlatır. Dokunsan bardaktan boşalırcasına yağmur seni de ıslatır.

Onların acısı, senin yüreğini de burkar. Doktorlar olarak üzerimizde ameliyat önlüğü, ellerimizde eldiven var diye acı bize bulaşmaz sanırdı bazıları. Aynı bulutun altında ıslanırdık, anlamazlardı. Aksine çoğu zaman doktorları anlayışsız olarak tanıtırlardı. Ne acı!

Yüzümüze takardık maskeyi, gözlerimizi kapatmazdık. Başımıza takardık ameliyat bonesini, bilinçaltımıza değil. Ellerimize takardık eldivenleri, titreşen yüreğimize değil...

Her bir hasta, farklı bir vakaydı bizim için. Ölüm haberini duyan her aile ayrı bir travmaydı.

Mesleğimiz gereği korumamız gereken soğukkanlılığımızı halden anlamazlık olarak görürlerdi. Bilsinler isterdim. Ameliyat masasında yatan bir hastaya kadavra gözü ile bakmıyoruz. Soğukkanlılığımızı korumaya çalışıyoruz çünkü tek bir hataya yer vermiyoruz.

İnsan canı kıymetli. İnsanlar ameliyat masasında ölmemeli...

Beni bu düşüncelere sevk eden şey Kalp ve Damar Cerrahisinin bir alt katındaki Genel Cerrahi hastalarını, hasta yakınlarını ve meslektaşım olan doktorları sessizce gözlemlemem oldu. Bekleme koltuklarında tek tük oturanlar vardı. Koridor sessizliğe boğulmuştu.

Akrep ve yelkovanın ibresinin kaçı gösterdiğini bilmiyordum. Bilmediğim diğer şey hastanenin labirente benzeyen koridorunda geçirdiğim dakikaların azlığı ya da çokluğuydu. Dakikalar saate dönüşmüş olabilirdi. Zaman kavramını bir kenara bırakmıştım.

ŞÜHBE | Umudun Mavi PatırtısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin