-15-

594 54 55
                                    

Umarım uykudan önce yetişebilmişimdir.

Geciktiğim için gerçekten özür dilerim..
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar :)

Dakikalar geçiyor, ama Kürşat bir çözüm yolu bulamıyordu. Hayattaki tek sevdikleri... İki kadın da karşısında çaresizce kendisine bakıyordu. Aslında çaresiz olan kendisiydi. İkisininde yerine geçmeye öyle gönülden razıydı ki...

"E hadi ama." diye seslendi Tilki. Yine tilkiliğini yapmıştı. 

"Seç birini de, bizde işimize gücümüze bakalım dimi?"

"Or*spu çocuğu." diye diliyle dişi arasından söylendi Kürşat. 

"K*ncık or*spu çocuğu."

"Duyamadım?" diye silah tuttuğu elini kulağına dayayarak ablasından yana döndü Tilki. 

"Abla hanım mı?" 

Kafasına dayanan silahla daha bir şiddetle ağlamaya başladı Meral. Kürşat'ın çok olayını görmüştü ama, ilk kez kafasına silah dayanıyordu. İlk kez kardeşinin işleri yüzünden ölümle karşı karşıya geliyordu. 

"Yapma!" diye bağırdı Kürşat. Ondan önce çığlığı duyulan ise Sultan'dı. Ellerini dudaklarına götürmüş akan gözyaşlarıyla uzanamadığı Meral'e bakıyordu. 

"Ha pardon." diyerek düşmanından yana dönüp silahını çekti Tilki. Bu sefer ki hedefi sevdiğiydi.

"Gelin hanım, dimi?" 

Dudaklarından indirdiği titreyen ellerini birbirine kenetledi Sultan. Bundan kastı Kürşat'ın görmemesiydi. Kafasının karışmasını istemiyordu. Ablasıyla arasında kaldığı kişi olamazdı. 

"Dur!" diye bağırdı bu kez Kürşat. Ellerini havaya kaldırmış, üzerine basamadığı bacağına rağmen öne doğru bir adım atmıştı.

"Be-beni al. Beni al Tilki." diyerek öne doğru bir adım daha attığında yeniden silahını indirdi Tilki. 

"Cık, ama biz bunu daha önce konuşmuştuk."

"Onlara dokunma."

"Tamam tamam." diyerek ellerini kaldırdı bu sefer Tilki.

"Sen seçemeyeceksin anladım, en iyisi ben sana yardımcı olayım." dedikten sonra yeniden iki kadından yana dönerek saymaya başladı.

"Ya şundadır, ya bunda. Helva-cının kı-zın-da!" diye eğlenerek ondan ona saydığında, silahıyla bir kez daha nişan aldığı kişiyi gören Kürşat gözlerini kapadı. 

Olmazdı. Onsuz yapamazdı. O, Kürşat'ın kolu kanadıydı. 

"Hazır mıyız?" diye gülerek tetiği çekmek üzere derin bir nefes aldı Tilki.

"Üçten geriye hep birlikte." diye seslendi adamlarına. Yüzündeki eğlenir ifadeyle saymaya başladı.

"Üç, iki..." derken gözleri son bir defa Kürşat'ı bulmuş, işini bitirmek üzere önüne dönmüştü ki, tetiği çekmesine fırsat vermeyen gür bir ses duyuldu. 

"Bırak lan karımı or*spu çocuğu!" 

Hep birden gelen kişiye döndüklerinde mahallenin deli abisinin, kendi kadar olmasa da deli eniştesi köşede göründü. 

"Bu kim?" diye ulu orta sorup silahın ucundaki genç kadının yanına eğilerek sordu:

"Enişte bey mi?" 

Meral ağlamasını durdurarak kardeşi ve yanında put kesilmiş bekleyen gelini gibi sevinçle bakan gözlerini kocasına çevirmişti.
Gözyaşları arasında gülmeye başladığında kocası da gülümseyerek kendisine bakıyordu.
Birazdan ise tek surat asan, Tilki'nin kendisiydi.
O adamlarıyla dolu olup girilmez görünen sokak kalabalığını iki katına çıkarırken, gelenler Çeri'nin gerçek neferleriydi. Çok kısa bir süre içinde her biri elindeki silahları hazır komut bekleyen adamların ensesine doğrultmuş, verilecek emri bekler olmuşlardı.

BİR KADIN SEVDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin