9 - Yılın Oyuncusu

1.5K 168 98
                                    

"Ben Sehun'a liseden beri aşığım."

Suho şaşkın bakışlarıyla "Nayeon?" diyerek ismimi söyledikten sonra söylediğim şeyi anlamaya çalışırken bir bana bir de Sehun'a baktı. Ama benim nişanlıma bakacak cesaretim yoktu.

Babam, "Siz liseden beri görüşmüyorsunuz ki. Üniversitede La-" dediği anda ona döndüm. Annem onu dürtünce lafını bitirmedi. Lay'i çok sevdiğini biliyorum. Ayrıldığımızda benden daha çok üzüldüğüne yemin edebilirim. Üzüldü çünkü onu çok sevdiği için kalbi kırılmasın diye Lay'in beni aldattığını söylememiştim. Üstünden haftalar geçse bile bana onu sorup durdu. En sonunda Lay'in o kadınla evlendiğini duyunca hevesle babama anlattım. Beni çoktan unutmuş baksana birkaç ay içinde başkasıyla evlenmiş dedim. Bunun üzerine babam beni üzmemek için bir daha Lay'den bahsetmedi.

"Sehun'u hiç unutamamıştım. O da aynı şekilde hissediyormuş. Tam hatırlamıyorum ne zaman olduğunu ama intagram üzerinden bir fotoğrafımı beğenmişti ben de onunkini beğendim böylece sohbet etmeye başladık."

Harika, yalanlarımı yan yana dizsek buradan köye yol olur. Sehun bir anda elimi tutan parmaklarını sıkılaştırdı, sanırım o da birazdan sayacağı yalanlar için güç bulmak istedi.

"Evet tam da böyle gelişti olaylar. Her dakika konuşmuyorduk ama arada yazışıyorduk çünkü ben emin olamadım Nayeon hala bekar mı değil mi diye o yüzden onu yokluyordum. Sonra sohbet ettikçe birbirimiz hakkında daha çok şey öğrendik ve buluşmaya karar verdik. Mezunlar gününde buluşunca ona çıkma teklifi ettim. Hislerimizden emin olunca da-"

Suho, çaktırmamak için dirense de şaşkınlığını gizleyemeden parmağıyla ikimizi işaret etti. "Siz mezuniyet gününden beri mi çıkıyorsunuz?"

Sehun, "Evet abi, inanmıyorsan Jongdae'yi çağıralım ona sor." derken bu kez kendinden emindi. Çünkü restoranın sahibi olan arkadaşımız aramızda bir şey döndüğünü anlayacak kadar çok yakalamıştı bizi.

Suho: "Abi mi?"

Sehun işte şimdi saçmaladı. Gerçekten yalan söylemeyi biraz bile beceremiyor. Dili dolanıp duruyor. O kadar ki normalde abi demediği Suho'ya şu anda abi diyesi tuttu.

Sehun toparlamaya çalıştı. "Evet, sana abi dememi istemiyor muydun hep?"

Suho: "İstiyordum da bir kere bile demediğin için garip geldi şu an. Sen bir şeyler mi karıştırıyor-"

"İstemezsen demem. Nayeon rica etti diye dedim."

"Ben söyledim abi demesini."

Vay be! Yine aynısı oldu. En azından aklımız bir çalışıyor da yalanı bile birbirine uyacak şekilde denk getirebiliyoruz. Biz acaba bir ara nöroloji doktoruna mı görünsek? Her lafımızı bu kadar da denk getirmemiz normal değil yani.

Suho: "Her neyse sen ne demiştin en son? Jongdae biliyor muydu?" diye bir soru daha sordu.

Büyükannesi yanında oturan Suho'yu dürttü. "Oğlum bölme iki dakika, ne güzel anlatıyordu."

Sehun da gülümseyerek, "Hayır ama biz burada buluşunca öğrenmiş oldu." dedi.

Suho sandalyesinden kalkmak üzere bir hamle yaptı. "Jongdae'ye seslensem iyi olacak."

"Ah Jongin'e de sorabilirsin, o da vardı." dediğimde ikimizin bu kadar emin durması Suho'nun kafasını karıştırdı. Sandalyesine geri oturdu. Onu biraz tanıyorsam birazdan bize inanmaya başlayacaktır.

Tanışma faslı sadece ben ve Sehun'la sınırlı kalmasın ve konu değişsin diye babama döndüm. Kaş göz yaparak kendisini tanıtmasını söyledim.

Lades / Sehun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin