7 - Yüzüklerin Efendisi

1.6K 184 235
                                    

Elimi Sehun'un dudaklarından kurtarmak için hızlıca çekerken onun sinsi sinsi güldüğünü fark ettim. Jongdae'nin çalışanları koşturarak geldi ve patronlarına iyi olup olmadığını sordu. Bize şüpheli ve şaşkın bakışlar atan Jongdae bizimle konuştuktan sonra yanındaki kıza döndü.

"Suyunuz hemen geliyor. Kızım sen misafirlerimize yeni su götür."  dedikten sonra restoranın arka kısmına gitti.

"Ne yapıyorsun Sehun?" diye azarladım.

"Arkadaşlarımız evleneceğimizi duyunca nasıl tepki verecek merak ettim."

"Merakını böyle mi gidermeye karar verdin?"

"Evet, fena olmadı mı?" derken hala eğleniyordu.

"Gülmesene!" dedim ama onun eğlenen yüzüne karşı dayanamayıp ben de gülümsedim.

"Komik ama."

"Çocuğun aklı dondu. Bu arada Sehun bak bunun sahte olduğunu kimse bilmemeli. Sadece ikimiz bileceğiz."

Toparlandı ve ciddi bir tavır takındı. "Bence de kimse duymasın."

"Evet çünkü rezil oluruz."

"Rezil olmayız da Suho öğrenirse anında dedeme söyler. Biterim ben!"

"Rezil de oluruz Sehun. Herhangi biri duyarsa cümle aleme rezil olurum. Sosyoloji hocasıyım ben. Aile kavramının kutsallığı hakkında doktora tezim var. Etik anlayışıma yeterince ters düşüyor. Öğrenilirse biterim."

"Merak etme, bilinmemesi benim için de önemli. Yoksa dedem bu kez beni direkt biriyle evlendirir. Görüşme falan olmadan. O yüzden sırrımız bizle mezara gelse iyi olur. Gençliğim ve özgürlüğüm için. Senin de özgürlüğün ve hocalık şanın için."

Sakin konuştuğu için onu dinlemeye dalmışım. O da sustuktan sonra bakışlarını yüzümde gezdirdi. Birbirimize bakarken öylece saniyeler geçtiğini fark edince toparlandım.

"Sen işe dönmeyecek misin? Öğle arası bitti sanırım."

"Doğru diyorsun, kalksak iyi olur. Dersin var mıydı? Yoksa seni eve falan da bırakabilirim."

"Dersim yok ama arabam okulda."

"Doğru, tamam o zaman ben hızlıca Jongdae'ye bakayım geliyorum."

Sehun gidince ben de hesabı istedim ancak Jongdae bize adisyon açılmamasını söylemiş. Aileden olduğumuzu belirtmiş. Bunu duyunca içim sıcacık oldu, ben de peşlerinden gidecekken Sehun gülerek geri geldi.

"Bizi uğurlamak için gelecekmiş, çantanı alabilirsin."

"Çok ıslanmış mıydı?" diye sordum Jongdae'nin kıyafetlerini kast ederek.

"Yok yok, paçalarına su sıçramış sadece, onu da değiştirmiş zaten."

İkimiz de kalkıp kapıya doğru yürüdük ve restoranın sahibini bekledik. Jongdae yanımıza gelince az öncekine göre daha neşeliydi. 

"Yemekleri beğendiniz mi?"

"Evet, aşçının ellerine sağlık."

Sehun: "Aşçının eline sağlık."

Jongdae: "Her zaman aynı şeyi söyleyeceksiniz, değil mi?"

"Tesadüf işte, bu arada yemek için çok teşekkürler ama bir sonrakine lütfen ödememize izin ver."

Jongdae hınzır bir şekilde laf soktu. "Bir sonraki buluşmanızda da geleceğinize söz verirseniz olur."

Sehun: "Belki düğün yemeğini burada yeriz."

Lades / Sehun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin