16 - Balayı

1.6K 183 110
                                    

Kahvaltıdan sonra salona geçtik ama Sehun odasına gidip küçük bir valizle geri geldi.

"Hadi hazırlanalım." dediğinde ofladım.

"Gitmek zorunda mıyız?" diye sorduğumda omuzlarını silkti.

"Oradan fotoğraf atmamızı bekleyeceklerdir. Hediye sonuçta."

Düğünü apar topar yaptık ve evi de bir mimara dizayn ettirdik diye arkadaşlarımız uygun bir ev hediyesi bulamadıkları için balayını onlara bırakmamızı söylediler. Bize, Jeju Adası'nda bir haftalık tatil ayarlamışlar. Sehun haklı, fotoğraf atmazsak balayına gitmediğimizi anlarlar ki bu da şimdiden baş etmek istediğim bir mevzu değil.

"Neyse bari, tatile gidiyormuşuz gibi düşünelim."

"Öyle düşüneceğiz zaten Nayeon. Jeju Adası mis gibi yemekler, tertemiz hava, çarşaf gibi deniz."

"Hayır yani, keyfini çıkaralım anlamında diyorum."

"Ha evet evet. Git hadi toparlan uçak akşam onda."

"Of tamam hazırlanıyorum." dedikten sonra odama gittim. 

Dolaptan yazlık birkaç elbise ve gömlek çıkartırken kapım tıklatıldı. Girebilirsin diyerek Sehun'a izin verdim.

"Ya benim de eşyalarım burada ya hani..." derken mahcup bir şekilde kıyafet dolabını gösterdi.

"Tabi tabi gel lütfen."

Kendi eşyalarının bulunduğu tarafın kapısını açarken, "Bir an önce bana da dolap alsak iyi olur." dedi.

"Aynen, odana koyarız her seferinde mahcup olmazsın."

"Mahcup değilim."

"Yani işte çekinecek bir şeyin kalmaz."

"Çekindiğim falan yok!" dediğinde hafifçe gülümsedim.

"Yine de itiraf et ne zaman kıyafet alacak olsan mahcup oluyorsun."

"Senin odan sonuçta, rahatsız etmek istememiştim. Ama istersen odaya direkt dalabilirim?"

"Daha neler!" diyerek gözlerimi devirdim.

"O zaman gıcıklık etme."

"Hıh!" dedikten sonra giyeceklerimi valize yerleştirmeye başladım. Masanın üzerindeki kremlerimi makyaj çantasına koyup onu da valize ekledim.

Sehun bir anda dalga geçer gibi, "Çok şey koyma he! Evi götürmeyelim yanımızda." dedi.

"Sana ne ya? Bir hafta orada olacağız. Bir sürü şey lazım olacak. Asıl sen az şey koyma. Sonra sıcaktan havuzdan şundan bundan kıyafetin kalmazsa bana gelip ağlama."

"Mahrumiyet bölgesi mi sanki?"

"Belli olmaz, belki de öyledir."

"Çok lazım olursa çıkar oradaki dükkanlardan bir şeyler alırım."

"Sen yine de büyük sözü dinle."

"Büyük sözü mü? Aynı yaştayız hatta ben senden birkaç ay büyüğüm."

"Büyüklük yaşla olmuyor, olgunluk belirliyor her şeyi. Yani sen her türlü beni dinleyeceksin."

"Sayın çok olgun hanım, o zaman bir şey sormama izin verin. Tatile askılarınız niye geliyor?" 

Gerçekten de kıyafetleri askılarıyla birlikte koymuşum. Yaptığım saçmalığı fark ettiğimde gözlerimi kapatıp deve kuşu gibi onu görmeyerek utanmak istedim. Sehun'un sinir bozucu gülüşünü duyunca sinirlendim.

Lades / Sehun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin