Bölüm 8

1.6K 122 9
                                    

Ertesi gün dersime girmeye daha vardı biraz erken gelmiştim. Dün yazı yazdığım sandalyede oturup biraz kitap okumak istiyordum kuşların sabahın verdiği eşsiz cıvıltılarını dinleyerek onların melodisi eşliğinde. Tam o sırada yazdığım yazının hemen üstünde bir yazı okudum.

" Gönüllü bir sadakat duymak, içimde olunabilecek en güzel konumdur ve aşk olmasaydı bu gerçekleşemezdi." Goethe yazıyordu. Kim yazdı diye düşünüyordum ki.

- Sen dün bir hışımla giderken Bekir yazdı onu dedi Banu sert ve alaycı bir tavır takınarak. Gerçi ben bu tavrı hiç anlayamamıştım ama.

- Öyle mi? Dedim sakince. İyi bakalım dedikten sonra kitabımı elime aldım.

- Dikkatli ol dedi Banu.

- Nasıl?

- Yani diyorum ki ayrı dünyalardansınız Tuana. O sana yaramaz. Senin onunla bir geleceğin olmaz demek istiyorum.

- Ne demek istiyorsun Banu? Ne alaka? Kim dedi ki sana onunla bir gelecek düşündüğümü nasıl konuşabiliyorsun böyle? Dedim kızgınlıkla.

- Ben söyleyeyim de ben çok klişe ama kusura bakma dost acı söyler. Balık baştan kokar. Bekir gibi görünen genç adamlar en fazla senin kalbini kırarlar.

- Saçmalıyorsun şu an! Dedim sesimi biraz yükselterek. Çok kızmıştım benimle nasıl böyle konuşabiliyor. Ayrıca ortada olup biten bir şey yokken saçma fikirlerini nasıl bu kadar rahat bana yansıtabiliyordu ki?

- Benden sana tavsiye arkadaşım ondan uzak dur. Dedi ve çantasını sallandırarak içeri gitti.

Arkasından sadece bakakalmıştım. Ne değişik bir kız dedim. Ben nasıl bir izlenim bırakmıştım ki onun gözünde bana böyle anlam içeren sözler sarf ediyordu.

*

Aramız bozulmuştu Banu ile. Daha doğrusu ben aramızdaki arkadaşlık ilişkisine resmiyet ve ciddiyet koymak istemiştim. Bütün gün dersim vardı çok yorulmuştum. Bir an önce eve gitmek için sabırsızlanıyordum. Son dersim biter bitmez çantamı aldığım gibi çıkmak üzereyken. Bekir' in arabasını gördüm bahçenin önünde.

Sanki hiç görmemişim gibi davranıp önüme bakarak gidiyordum ki

- Merhaba dedi o her zamanki gür sesiyle arabanın içinden.

Arkamı döndüm merhaba dercesine başımı hafif eğdim ve gözlerimi açıp kapattım. Daha fazlasını devam ettirmek istemiyordum. Sonuçta o yabancıydı benim için. Banu' nun dediği gibi uzak durmam daha hayırlısı olacaktı. Ben Banu' nun söylediklerine değil söyleme tarzına kırılmıştım. Üslup önemliydi. Ne anlatmak istediğini tarzınla belli ederdin. Ben böyle görmüştüm. Her şeyden önce benim için edep gelirdi. Hoş ve nazik bir öğretmen hanımın mahalle ağzı ile konuşması hoş değildi şahsen.

Bekir' in bana baktığını hissediyordum ama yürümeye devam ettim. Bu genç adam niye sürekli dibimde bitiyordu?

Yürürken havanın hafif esintisi çok hoşuma gitti yolumu değiştirdim. Forum AVM ye gitmeye karar verdim. Öğle arasında okuduğum kitabımı bitirmiştim. En azından bir kitap almak için fırsat ve kafamın içindeki karmaşık düşünce bulutlarından biraz olsun uzaklaşırım diye düşünmüştüm. Büyük bir kitapçı vardı alışveriş merkezinin dış dükkanların birinde.

Her tür kitap okumak hoşuma gidiyordu. Bazen dünya edebiyatı bazen eski yazarların romanları. Her türü severdim. Aşk, polisiye, romantik artık o sırada içimden ne gelirse onu okurdum.

Tam bugün gerilim olsun dediğim elimde birkaç Tess Gerritsen kitapları arasından karar vermeye çalışırken. Arkamdan yakın zamanda sesine çok kez tanık olduğum biri

- Cerrah okumalısın dedi. Bu adam beni takip mi ediyordu artık korkmaya başlamıştım.

- Onu okudum dedim ve gülümsedim. Her an karşıma çıkan bu adamdan nasıl uzak durabilirdim ki? O da bana bakarak bir kez daha kömür gözleriyle gülümsedi.


BEKİR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin