Bölüm 26

1.5K 108 20
                                    

 Geçen yıl tam bu zamanlar Mersin' e gelirken ayaklarım geri geri gidiyordu. Öğrencilik yıllarımın geçtiği ayazını bile sevdiğim Ankara' dan ayrılırken çok duygulanmıştım. Şimdi ise Mersin' den ayrılıyordum ve Ankara' ya doğru bir yol alıyordum hem de bambaşka bir şekilde.

Murat gözlerimin içine bakarak bana gülümsüyordu arabayı kullanırken. Bembeyaz gelinliğimle tam yanında oturuyordum. Ve... beraber Ankara' ya doğru yol alıyorduk birbirimize gülümserken.

Bu ince ruhlu adamı başka türlü seviyordum. Onun yanında huzurluydum. Çok ilgiliydi. Çok sevecendi. Vicdanlıydı her şeye karşı. Üstüne hem çok çalışkan hem de başarılıydı. Öğretmenlik yapmak istememiştim o da sen bilirsin demişti. Kararı bana bırakmıştı. Genellikle günlerim ev işleriyle geçiyordu. Bazen evimizin karşısındaki parkta oturup kitap okuyordum bazen de evde oturup kanaviçe işliyordum. Sakin bir hayatımız vardı. O işten gelirdi, her gün aynı saatte soframıza oturur, o günümüzü konuşurduk.

Bir gün, Murat' a bütün gün kanaviçe işlemekten veya kitap okumaktan sıkıldığımı söyledim. Masal terapisti olmak istediğimi anlattım. Olur dedi hemen başla kursa. Kurs sonrası öğrendiklerimi anlatırdım o da uzun uzun bakardı bana. Canı gönülden beni dinlerdi. Sonra o anlatırdı yeni projelerini. İlk bana gösterirdi çizimlerini. Anlamazdım ama bakardım. Beraber namazlarımızı kılardık. Mutluyduk. Huzurluyduk. Evimizde kavga ve gürültü olmazdı. Hiçbir gün olmadı da. Hep sakindik. Ufak şeyleri hiçbir zaman sorun etmezdik. Saygılıydık birbirimize. Çok hassastı Murat. Dikkat ederdi kullandığı sözcüklere. Öyle gelişigüzel konuşmazdı. Önce tartardı konuşacağı kelimeyi, düşünür öyle konuşurdu her zaman. Tek çocuktu. Annesi ve babası muhafazakardı bizim gibi. İnançlarına bağlı insanlardı. Murat onlar için çok değerliydi. Anlattıklarına göre yıllar sonra tedavi ile çocukları olmuştu ve bu yüzden üstüne titrerlerdi onun. Beni de çok severlerdi. Sen Murat' ın gözünün içinde açmış bir çiçeksin derlerdi bana. Gülümserdim.

Dinine çok düşkündü Murat. O sorardı bana namazını kıldın mı diye. Bazen akşamları sesli sesli Kur' an okurdu. Saatlerce dinlerdim onu, bana hediye olarak aldığı feraceleriminden birini giyerek. Her ay bir ferace hediye alırdı. Uzun boylusun sana çok yakışıyor derdi. Onunla yaşamak çok kolaydı eğer onun gibiysen.

*

 Evliliğimizde bir yılımızı bitirdiğimiz bir akşam mutfakta yemeğimizi yerken telefonla kötü bir haber almıştık. Arayan babamdı. Maalesef annem namaz kılarken gözlerini yummuştu. Hakk' ın Rahmetine kavuşmuştu. Perişan olmuştum günlerce. Annemi kaybetmenin verdiği üzüntüyle karnıma kramplar giriyordu ama son kramp dayanılacak gibi değildi. Murat hemen acile götürdü beni. Acı haberi o zaman aldık. Bebeğimizi düşürmüştüm. Bilmediğim, hiç anlamadığım, onun varlığından haberimin olmadığı o küçücük masum karnımda ölmüştü. Çok acı çektim öğrendikten sonra. Bir bebeğimiz olsun çok istiyorduk. Doktor uzun bir süre dinlenmem gerektiğini, kendimi yormamamı ve çocuk için acele etmememizi söyledi. Ama bizim canımız çok yanmıştı. Ard arda iki sevdiğimin canını kaybetmek beni çok etkilemişti. Daha çok Kur' an okumaya sarıldım. Bana huzur veren tek faaliyetim okumaktı.

BEKİR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin