Bölüm 21

1.3K 103 15
                                    

Aylardan Marttı. Bahçede öğrencilerimle koyu bir sohbete tutulmuştuk. O sırada çocuklar bana sürpriz hazırlamışlar, ellerinde bir pastayla geldiler.

- Doğum gününüz kutlu olsun öğretmenim dedi Utku.

Hepsi bir ağızdan tekrarladı. Beklemiyordum böyle bir sürprizi. Çok hoşuma gitmişti. Beni çok mutlu etmişlerdi.

Hep beraber bağırdılar.

- Dilek tutun hocam. Üflemeyi uygun bulmuyordum ama dilek değil dua ettim. Elimle rüzgar yaparak mumları söndürdüm.

- Çok teşekkür ederim çocuklar. Dedim sevinçle.

Pastayı dilimledikten sonra oturduk beraber yemeye başladık. Tam o sırada bahçemizin kapısında bir çiçekçi motorsikleti durdu. Büyük yeşil yapraklarla donatılmış beyaz lilyumların olduğu bir demet getirdi. Bize bakarak;

- Tuana hanıma. Dedi. Şaşkınlık içindeyken öğrencilerimin beni göstermesiyle çiçekçi çiçeği ellerime uzattı. Şoke olmuştum, hiç beklemiyordum. Çiçeklere hayran hayran bakarken kimin bana çiçek gönderdiğini tahmin ederek üstündeki kartı açıp okudum içimden. Öğrencilerimde gülüşüyorlardı kendi aralarında.

"Yeni yaşınızın bir önceki yaşadığınız yaşınızdan daha mutlu geçmesi dileğiyle.. Mutlu yıllar Tuana Hanım. Saygılarımla, Murat KUTLU." yazıyordu kartta.

Bu neydi şimdi dedim? Çocuklar kimden öğretmenim diyorlardı. Hiçbirine cevap veremedim. Çok bozulmuştum. Bir anda Mert' e baktım. Mert' te bana bakıyordu. Çok kötü hissediyordum kendimi. Ben başka birinden beklerken bunu hiç beklemiyordum. Gaziantep' te bir anda karşılaştığım ve mecburen muhabbet etmek zorunda kaldığım bu genç adam bana neden hem de doğum günümde işyerime çiçek göndermişti. Aklıma direk Duygu geldi. Kızgınlıkla kalktım ayağa.

"Efendim"

"Sen nasıl olur da benim işyerimin adresini verirsin?" dedim

"Ne oldu ki?"

"Murat çiçek göndermiş bana."

"E ne olmuş ne kadar güzel."

"Saçmalama neresi güzel."

"Neden bu kadar kızdın ki?"

"Çünkü hiçbir şeyden haberim yok."

"Zaten amaç sana jest yapmak seni şaşırtmak."

"Aman ne iyi!"

"O da bekar sende bekarsın belli ki seni beğenmiş."

"Olabilir ama ben istemiyorum."

"Telefonunu vereyim kendin söyle."

"Hayır istemiyorum."

"Çok iyi biri neden onu tanımak istemez misin?"

"Hayır istemem."

Telefonu kızgınlıkla kapatırken arkamı döndüğümde notun Mert' in elinde olduğunu ve okuduğunu gördüm. Sadece baktım gözlerinin içine ve o da kafasını eğdi.

BEKİR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin