"Senin benimle sorunun ne?"
Dudaklarımı büzdüm. "Hiç eğlenceli değilsin, Jeno Lee. Nasıl şeytansın sen?" Mızıkçı bir şeytanı da ilk defa görüyordum.
"Jaemin beni rahat bırak artık, gözünü seveyim. Seninle yatmayacağım."
"Ya bak anlamıyorsun. Sokaktan geçen birini durdursam, benimle yat desem bir dakika beklemez farkında mısın sen? Kıymetimi bilmiyorsun."
"Onlarla benim aramdaki fark bu işte Jaemin. Sen, benimle yatmak için kendini yırtıyorsun." Bana bakmıyordu.
"Neden benimle yatmıyorsun?"
Ne diyeceğini biliyorum; 'Duygusal ilişki istiyorum ve aramda duygusal bir ilişki olmayan biriyle yatmayacağım, vesaire vesaire.'
"Biliyorsun, Jaemin. Duygusal ilişki istiyorum. Ve aramda duygusal bir ilişki olmayan biriyle de yatmayacağım. Seninle aramda duygusal bir ilişki yok."
Gerçekten nazlı herifin tekine denk gelmiştim. Beni uğraştırıyordu, hatta bunaltıyordu.
"Yoruyorsun Jeno."
Burada onu bulduğumda, burada ne aradığını bilmiyordum. Kocaman bir depo düşünün. Cidden kocaman, hatta devasa. İçinde yalnızca bir koltuk, üç de yatak var. Bir de ufak, ama şaşırtıcı derecede lüks, bir lavabo. Lüks olan tek şey lavabo.
Jeno'nun fazlasıyla titiz olduğunu buradan anlamıştım. Geri kalanı boş. Bomboş. Hem depo, hem de netlikten uzak fikirlerim.
Duvarlar hep resimlerle dolu, tablo gibiler yani. Kendisi çizip boyuyormuş, henüz birkaç kere şahit olmama rağmen bundan büyülenmiş durumdayım, açık konuşayım.
O kadar güzel bir yeteneği vardı ki. Deponun arasındaki kolonlar bile resimlerden oluşuyordu. Sadece kendi çıplak ellerini kullanıyordu hem de. Fırçaların bile doğal gelmediğini söylerdi hep. 'Ellerim varken?'
Aslına bakarsak, size Jeno'yu saatlerce anlatabilirim. Mükemmel fiziğinden, karın kaslarından, kollarından, ellerinden, gözünün altındaki benden.. daha birçok şeyinden saatlerce bahsedebilirim.
Fakat ben, Na Jaemin, büyük ihtimalle onun gözünde bir sürtükten başka bir şey değilim. Böyle biri değilim. Yalnızca Jeno'da beni kendine çeken, beni tetikleyen bir şeyler var. Belki kapalı tuttuğu yoğun duygularına duyduğum merak, belki de vücudu ve kusursuz suratı.
İstediğimi almakta hiçbir zaman kötü olmamıştım ve şimdi Jeno'yu istiyordum.
Neden bir anda onun evim dediği yere yerleştim işte onu pek bilmiyorum. Zaten insanın asıl evi evim dediği yer değil midir? Evi gibi hissettiği yer. Jeno burayı gerçekten evi olarak görüyordu. Onu yargılayamam, düşüncelerime ters düşüyor.
Kendimi sorguladığım kısıma geri dönersek, o sorunun cevabını bulmak epey uzun sürecekmiş gibi hissediyorum.
Bir de bir şeyi var, bir tür lakabı belki, kendi çapında kendisine şeytan diye sesleniyor. Bütün gün son ses Chase Atlantic dinliyor, ve gece yarısına kadar koca depoda kendi kendine patenleriyle dans ediyor. Şu son birkaç gündür ben de ona eşlik ediyorum.
Yaklaşık üç haftadır buradayım. Bana git bile demedi. Neden geldin, kimsin sen demedi, burayı nasıl buldun demedi. O eski püskü demir kapıdan girdiğimde bana bakmadı bile. Sanki gelmemi bekliyor gibiydi. Sanki benden haberi varmış, veya beni umuyor gibi.
O kadar kapalı bir kutu ki anlayamıyorum, anlatamıyorum. Neden burada yaşıyor bilmiyorum. Ailesi, arkadaşları, yaşı, bilmiyorum.
Adı Lee Jeno.
Ve sevgilisi yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
devil ✪ nomin
Romance"Şeytanla dans etmeyi seçtin ve şanslı çıktın." -Chase Atlantic, Swim