❀13❀

1K 105 147
                                    

Birisi beni hafif bir şekilde sarsıyordu. Rahatsız olduğum için gözlerimi yavaşça açıp yerimden kalkmıştım. 

"Jimin, neredeyiz biz?" 

Gözlerimi ovuşturarak artık görmeye alışık olduğum eski sokağa baktım. Yerden kalktığımda etrafta gözlerimi dolaştırmıştım. "Bende bilmiyorum ama her kabus gördüğümde buraya geliyorum. Asıl senin burada ne işin var? Benim kabusuma nasıl gelebilirsin?"

"Cevabını bilsem sana sormazdım zaten." onu aldırmadan sokaklarda dikkatlice yürümeye başlamıştım. Taehyung'ta benim arkamdan yürümeye başlamıştı. Tanıdığım sokağa girince elimle 'dur' işareti yaptıktan sonra ailemin olduğu eve bakmıştım. 

"Bizi görüyorlar mı?" onu duvara doğru çekmiştim. "Kısmen." dedikten sonra hızlıca eve doğru yürümeye başlamıştım. "Kısmen mi? O nasıl oluyor?" Taehyung'un konuşmasıyla hızlıca arkamı dönüp kolumu boynuna yapıştırmıştım. Diğer kolumda başının yanında duruyordu. "Bana tek bir soru bile sorma. Daha ben burasının ne olduğunu çözemezken sana cevap vereceğimi sanma, anlıyor musun?" 

Kolumu boğazından çekip artık eve yürümeye başlamıştım. Pencereden içeriye baktığımda kimseyi görememişti. Evin kapısına doğru gittiğimde arkamdan gelen sesle hızla döndüm. 

"Buraya bir daha gelmen delilik Jimin!" 

Taehyung, onu esir almışlardı. Arkasında Jungkook vardı ve eli boğazındaydı. "Taehyung sakin ol bu sadece bir kabus, sadece bir rüya." başını sallayıp sakin olmak için derin bir şekilde nefes alıp veriyordu. Yavaşça onların yanına yaklaştığımda Jungkook'un eli Taehyung'un boğazına daha derin giriyordu.

Uç bir nokta arıyordum, rüyayı bitirmek için uç bir nokta arıyordum. Etrafa özenli bir şekilde bakınmıştım ama hiçbir şey yoktu. Bu lanet kabusu bitirecek hiçbir şey yoktu. Aklıma diğer kabuslarım geldi. Hepsinin sonunda şoka gireceğim bir olay oluyordu, bunda da öyle olmalıydı. 

"JİMİN!" Taehyung'un bağırmasıyla arkamı dönmüştüm. Karnıma saplanan bıçağa birde adamın yüzüne bakıyordum. Tanıdık yüzle yere yığılmıştım. Taehyung'un çığlığı kulaklarıma vızıltı gibi geliyordu.

Yataktan yine aynı sıçrayışla kalktığımda direkt Taehyung'a dönmüştüm. Taehyung beni görür görmez yanıma gelip sarılmıştı. "Aman tanrım öldün sandım." bende ona sıkıca sarıldığımda başımı omzuna koydum. Bir süre sonra ayrıldığımızda Hoseok ve Jungkook'un burada olduğunu görmüştüm.

"Üstünüzü giyinin Seungwoo'ya gidiyoruz." 

Jungkook'un dediğini dinleyip hemen üstümüze bir şeyler geçirmiştik. Hızlıca arabaya bindiğimizde Jungkook'la göz göze gelmiştik. Gözlerinde ki anlam çok karışıktı, net bir sonuca ulaşamıyordum. Uzun süre baktığımı düşünerek gözlerimi kaçırdım. Hoseok'ta arabaya binince Jungkook arabayı çalıştırmıştı.

Sessiz geçen yolculuğun ardından yine eski olan evin önüne gelmiştik. Eve doğru yürürken Jungkook yanıma gelmiş ve elimi tutmuştu. Bir elimize birde ona baktığımda önüne bakıyordu. Bende ona uyum sağlayıp elini tuttum. Bilge adam yine bizi bekliyormuş gibi kapıyı biz çalmadan açmıştı. "Bende ne zaman geleceksiniz diye merak ediyordum."

Kapıyı açıp girmemizi beklemişti. Hepimiz çalışma odasına doğru yürümüştük. Jungkook hala elimi bırakmamış koltuğa birlikte oturmuştuk. Ellerimizi dizinin üstüne koymuş ve bilgeye bakmıştı. "Artık sadece Jimin kabus görmüyor. Taehyung dün gece onunla yattı ve oda kabus gördü. Ne gördüklerini hala bilmiyoruz."

𝑠𝑝𝑒𝑐𝑡𝑎𝑐𝑢𝑙𝑎𝑟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin