2k için çok teşekkür ederim.Jungkook
Her şey bitmişti. Uğruna savaştığımız şey şu an karşımda yatıyordu. Göğsü bir milim bile kıpırdamıyordu, öylece yatıyordu. Karşımda ölü bir beden vardı. Çabalarım boşa gitmişti. Onu koruyamamıştım, yapamamıştım işte. Ona koruyacağımı söylemiştim, korkma demiştim ama ben yapamamıştım. Onu hiçbir şeyden koruyamamıştım. Şu an çektiğim vicdan azabı o kadar fazlaydı ki...
Onun göğsüne ok saplandığı an canım o kadar yanmıştı ki, hissetmiştim. O acılar içinde kıvranırken onun acısını almak istedim, denedim ama olmadı. Acısını alamadım. Kollarımın arasında onu ölüme mahkum etmiştim. Kollarımın arasında ölmüştü. Dudaklarını öperken vermişti son nefesini. O güzel ve dolgun dudaklarını öpmeden önce derin bir nefes çekmişti ve son nefesi benim dudaklarım içindi. Sonrası felaketti. Ağlamaktan önümü görememiştim. O kestane rengi saçlarını defalarca öpmüştüm, kokusunu içime doya doya çekmiştim ama geç kalmıştım işte.
Her şey için geç kalmıştım. Ona ne ara sevgi beslediğimi hatırlamıyorum ama bunun olacağını zaten biliyordum. İlk başlarda ona gıcık davranmıştım, biraz eğlenmek için. Onu ilk gördüğümde anında tanımıştım gözlerinden, yanaklarından. Küçükken de yanaklarını çok seviyordum. Bir ara oynamaktan kızarmıştı ve kendimi çok kötü hissetmiştim. Bu yüzden yanağına buz koymuştum. Evet, onunla küçüklükten tanışıyorduk. O benim küçükken en yakın arkadaşımdı ve aile dostları gibi bir şeydik. Ailelerimiz gençken çok yakın arkadaşlarmış ve evlendikten sonra da böyle devam etmiş. Ama Jimin'in annesi Minseo abla bir vampirdi. Bu yüzden Donghyun amca ile evlendiklerinde çok büyük tepki almışlardı.
Bazı insanlar, hatta çoğu insan onları Jimin'i öldürmekle tehdit ediyordu. Bu yüzden buradan gittiler. Jimin o zaman küçük olduğu için hiçbir şey hatırlamıyordu, nihayetinde ailesinin kurt ve vampir soyundan geldiğini de bilmiyordu. Bende o zamanları hatırlamıyorum çünkü Jimin'den küçüğüm. Bunların hepsini bana babam anlatmıştı bir zamanlar. Küçükken hiç unutmadığım tek şey ise Jimin'le kan yemini etmemiz. O zaman küçüktük ve böyle şeyleri hep merak ederdik ama bu kadar büyük bir şey olacağını asla tahmin edememiştik. Kan yemini ettiğimiz için birbirimizin acısını hissedebiliyorduk, ne kadar uzakta olursak olalım.
Jimin benim acılarımı hissetti mi bilemem ama ben onun bu yaşına kadar tüm acılarını hissettim. Eğer yeteneğiniz varsa acıları görebilirdiniz de. Bende böyle bir yetenek olmadığı için göremiyordum ama hissetmek bile canımı çok yakıyordu. Muhtemelen lise zamanlarındaydı ve çok fazla acı hissediyordum. Tahminlerime göre çok fazla kavga ediyordu ama bir zamandan sonra durmuştu. Sadece kazara yaptığı şeyleri hissetmeye başlamıştım. Ne hoş, içim rahatlamıştı.
Onu hep izliyordum. O farkında değildi sadece. Lise zamanlarında onu daha çok izliyordum. Neredeyse her gün okul çıkışı ona bakmaya gidiyordum. Bu bir süre sonra alışkanlık olmuştu. Ve bir süre sonra da ona duygular beslediğimi fark etmiştim. Etrafa saçtığı enerji o kadar güzeldi ki beni etkisi altına almıştı. Gülüşü, dünyada gördüğüm en güzel gülüş olabilirdi. Verdiği tepkiler, mimikleri hepsi çok güzeldi. Tek kusuru, kusursuz olmasıydı. Nasıl bir insanın her şeyi güzel olabilirdi? Belki kimisine göre o çok güzel değildi ama insana sevdiği kişi herkesten daha güzel gelirdi. Hatasını bile göremezdiniz belki. Onu öyle sevmişsinizdir ki hatalarını bile göremezsiniz, sevgi gözünüzü kör etmiştir. Ondan başka birisini düşünemez olursunuz. Onun güvende olup olmadığını merak edersiniz. İçiniz içinizi yer ona ulaşamayınca. Onu gördüğünüzde, sesini duyduğunuzda midenizde minik kelebekler uçuşur.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑠𝑝𝑒𝑐𝑡𝑎𝑐𝑢𝑙𝑎𝑟
FantasiJimin nefesi tükenene kadar koşmuştu. O adamdan kurtulduğunu sandı. Evet, kurtulmuştu ama asıl tehlike, kurt ile karşılaştıktan sonra olacaktı. O karşılaştığı kurt hayatını değiştirecekti. Kendini yeniden tanıyacaktı.