Bölüm şarkısı: Kâzım Koyuncu - Koyverdun Gittun Beni
İyi okumalar.
Medya, Yavuz ve amcaoğullarının geceler boyu oturup sohbet ettiği, sigara içtiği o yer :") Bu şehri deli gibi seviyorum 💕
•
"İşte gidiyorum, bir şey demeden
Arkamı dönmeden, şikayet etmeden
Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden, gidiyorumİşte gidiyorum, bir şey demeden
Arkamı dönmeden, şikayet etmeden
Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden, gidiyorumNe küslük var ne, pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki, senin yanında
Sesin uzaklaşır, her bir adımda
Ayak izim, kalmadan, gidiyorum"Radyoda çalan şarkıyı yarısına gelince hızla kapattım ve gözlerimi dağlara diktim. Yanımdaki Savaş, "Niye kapattın, oğlum? Seviyordum ben o şarkıyı," diyince cevap vermedim ve dağlara bakmaya devam ettim. İki gece önce geç saatte babaanneme gelmiştim. Beni görünce şaşırsa da bozuntuya vermemiş, eve almıştı. Amcaoğullarım Savaş ve Metehan'da buradaydı. Selin'le gelmiştik ve Savaş Selin'i görünce, 'Çocuk mu peydahladın lan?' demiş, benim tepemin tasını attırmıştı.
"Amca, uykum geldi," diyerek yanıma gelen Selin'e döndüm ve, "Uyu o zaman," dedim. Savaş dizine vurup, "Hay arkadaş ya!" derken Metehan, "Sunta bu çocuk anasını satayım," demişti. Güldüm ve Selin'i kucağıma alıp, "Amca seninle birlikte yatsın mı?" dedim. Neşeyle, "Evet!" derken içeri girdim ve yatak odasına gelip yatağa uzandım. Selin'i de yatırdıktan sonra örtüyü üstüne örttüm ve onu izlemeye başladım. Bana sımsıkı sarılmıştı. "Amca," dedi gözlerini bana dikerken. "Efendim?" dedim yorgun bir sesle, gözlerine bakıp. "Bana şarkı söylesene, senin sesin çok güzel," dediğinde şaşırmıştım. "Sen benim şarkı söylediğimi nereden duydun kız?" dediğimde güldü. "Hangi şarkıyı söyleyeyim?" diye sorduğumda, "Yasin amcamın dinlediği bir şarkı var. Onu söyler misin?" Aklıma geldiğinde başımı salladım ve, "Tamam," diyip hafifçe öksürdüm. Yüzyüzeyken Konuşuruz - Ölsem Yeridir'di bahsettiği şarkı. Yasin abim şu sıralar o şarkıya takılıp kalmıştı.
Selin, şarkının yarısına gelemeden uykuya dalarken, şarkının sözlerine takılı kaldı aklım. Durumumuza uyan sözlerdi şarkının sözleri.
Gelemem ben, sana gelemem ben
Öperim seni, sana doyamam ben
Uzandım, kaçtın, tuttum sandım
Şimdi 'gel' desen de
Gelemem ben, sana gelemem ben
Öperim seni, sana doyamam benAklıma Ezâ gelirken, ofladım ve gözlerimi kapadım. Ben Ezâ'dan kaçtıkça o bana geliyordu sanki. Her yer onu hatırlatıyor diye İstanbul'dan kaçıp Rize'ye gelmiştim, burada bile aklımda olmayı başarıyordu. Ya radyoda çalan şarkıdaydı Ezâ, ya da abimin sevdiği şarkıdaydı. Her yerde karşımdaydı.
Telefonuma bir sürü mesaj bildirimi gelince Selin yerinden kıpırdanmıştı. İki gündür telefonum kapalıydı, bir saat öncesinden de şarja takmıştım. Kaşlarımı çatıp, sinirle nefes verdim ve hem söylenip, hem mesaja baktım. Bir sürü cevapsız arama da cabasıydı. "Kim mesaj atmışsa onu sikece-.." Mesajın Ezâ'dan olduğunu görünce dediklerimi yarıda kestim ve kaşlarımı daha da çatıp mesaja dikkat kesildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüler içinde hayat.
Short Storygözlerin olmadan içim hep donuk. kuşkusuz sevgilim, sen ölüler içinde hayatsın. - texting, tamamlandı. • yazdığım ilk kurgu ve kitap olduğu için, cringe, sinir krizi geçirmelik, -ki ben okudukça geçiriyorum- soğutan yerler olabilir. bunu dikkate al...