Bölüm şarkısı: maNga - Cevapsız Sorular
İyi okumalar.
•
Ezâ Zarif
Kapıyı tıkladım ve açılmasını bekledim. O günün ardından iki hafta geçmişti ve Yavuz'u ne zaman görsem, beni görünce yolunu değişiyordu. Artık dayanamaz hâle gelmiştim. Ezici bakışlarına maruz kalmak beni içten içe deli ediyordu. Yavuz'u yeni elde edebilmişken, kaybetmenin eşiğindeydim. Hayatımdaki tek insanı da kaybedemezdim. Hayatımı kaybedemezdim. Bunu göze alamazdım. Her şeyi en başından anlatacaktım. Ama önce, Yavuz'a ulaşmam gerekiyordu.
"Kimsin?" Yavuz'un sesiyle kalbim hızla atmaya başlarken, "Ezâ," dedim titreyen sesimle. Sinirle güldüğünü duymuştum. Kapı açıldı ve karşımda sinirli gözleriyle gözlerime bakan Yavuz ile karşılaştım. Kenara çekildi ve buz gibi sesiyle, "Geç," dedi. Dediğini yapıp ayakkabılarımı çıkardım ve sinirli bakışlarına maruz kalarak salona doğru ilerledim. Evde kimse yoktu. Bu da demek oluyordu ki, yalnızdık.
Tekli koltuğa rahatsız bir şekilde oturdum ve salona girip karşımdaki koltuğa oturan Yavuz'a baktım. "Her şeyi anlatacağım," dedim bir çırpıda. Güldüğünü duymuştum ama bu gülüş hiç güzel değildi. Tehlikeli ve öfkeli bir gülüştü. "Anlat," dedi sertçe. Yutkundum ve ayağa kalkıp koltukta oturan Yavuz'un önüne geldim. Dizlerimin üstüne çömeldim ve Yavuz'a bakıp, "Yavuz..." diye mırıldandım. Gözlerini kapadı ve derin bir nefes verip, "Yapma şunu," dedi. Yüzlerimiz birbirine yakındı çünkü dirseklerini dizlerine yaslamış, öne doğru eğilmişti. "Yavuz," dedim tekrardan. Gözünü açtı ama bana bakmayarak yeri incelemeye başladı. Elimi yanağına koyup bana bakmasını sağladım. "Özür dilerim," dediğimde gözünü kaçırdı. Ben hariç her yere bakıyor, inceliyordu.
"Affetmek istemiyorum," dedi çatlayan sesiyle. Affetmesini istemiyordum ki ben. Anlattığım şeyler canını yakmasın, artık mutlu olsun istiyordum. Benden ayrılsa hiç sesimi çıkarmazdım çünkü buna hakkı vardı. Mutlu olmasıydı tek amacım. Ben en başından beri beni sevmesini beklemiyordum ki zaten. Derin bir nefes aldım ve her şeyi başından sonuna kadar anlatmaya başladım.
"Okuldan çıktığında sinirli ama üzgün gözüküyordun. Ben de sana olan hislerimi açıklayacaktım sana o gün. 26 Aralık 2017. Senin doğum günün olduğunu biliyordum. Takip etmeye başladım seni. İşlek bir caddeye çıktığında bir kadın arabadan fırladı ve, 'Yavuz, oğlum!' diye sana bağırmaya başladı," Yutkundu ve gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi. Anlatmak çok zor geliyordu ama yapacaktım. "Bir adam çıktı arabadan. Kadının saçlarından tutup arabaya fırlattı ve sana buradan gitmeni söyledi. Sen adama tekme attın ve arabanın camına vurup, 'Anne!' diye bağırmaya başladın. O zaman anladım o güzel kadının annen olduğunu. Ama yapamadım Yavuz. Yanına gelip sana destek olamadım. Çok özür dilerim..." Başımı dizine koydum ve gözyaşlarımı bırakıp ağlamaya başladım. O da saçlarımı okşuyordu.
"Devam et," dediğinde başımı kaldırdım ve anlatmaya devam ettim. "Babanın korumaları kollarından tuttu. Sen ikisine de saldıracakken annen, 'Dediğini yap!' dedi. Sözünü dinledin ve sabit durdun. Baban arabadan anneni çıkardı, korumalarına emir verip seni dizinin üstünde çömeltti. O an, annen sana veda konuşması yaptı..." Gözünden bir damla gözyaşı elime düşerken, elimi yanağına koydum. Hırsla başını çevirip elimi itti ve başka bir yöne baktı. Bana hâlâ kızgındı... Suçum neydi ki?
"Tam seni sevdiğini söyleyecekti ki, baban..." Kulaklarını kapattı ve, "Anne..." diye mırıldandı. Yavuz gözümün önünde her gün biraz daha ölüyordu. Kendine duyduğu, babasına duyduğu o saf nefret onu günden güne öldürüyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum. Elimden hiçbir şey gelmiyor, ölüşünü izliyordum.
"Yavuz... Bana kızma lütfen. Baban hepimizi tehdit edip susturdu. O olaya şahit olan herkesi tehdit edip susturdu. Özellikle beni... Beni seninle tehdit etti Yavuz. Senin hayatınla tehdit etti. Seni sevdiğimi biliyordu. Bunu göze alamazdım Yavuz. Ölümünü göze alamazdım. Babandan korkuyorum ama bu bana bir şey yapacak diye değil. Sana bir şey yapacak diye. Beni anla lütfen. Kızma bana. Beni sevmemeni anlarım ama affetmemeni anlamam. Bir suçum yok," Güzel gözlerini bana çevirirken elini tuttum ve gözlerinin içine baktım.
"Tek bir suçum varsa, o da senin uğruna ölmemektir..."
•
normalinden kısa bir bölüm oldu ama geçiş bölümü zaten. diğer bölümü uzun yapacağım muhtemelen.
Yavuz... hayatının yanlışıydı Ezâ'yı affetmemek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüler içinde hayat.
Short Storygözlerin olmadan içim hep donuk. kuşkusuz sevgilim, sen ölüler içinde hayatsın. - texting, tamamlandı. • yazdığım ilk kurgu ve kitap olduğu için, cringe, sinir krizi geçirmelik, -ki ben okudukça geçiriyorum- soğutan yerler olabilir. bunu dikkate al...