Bölüm şarkısı: Madrigal - Seni Dert Etmeler
İyi okumalar.
•
Ezâ:
Yavuz: hayır.
Ezâ:
Yavuz: ipi sıkı bağla.
Ezâ: çok güzel teselli veriyorsun, teşekkürler ;)))
Yavuz: ehemmiyeti yok.
Ezâ: kafanı kaldır ve gelinin yanına bak.
Dediğini yapıp başımı kaldırdım ve gelinin yanına baktım. Ezâ oradaydı. Yine siyah bir elbise giymişti. Saçları yine dalgalı ve salıktı.
Yavuz: bu gelinin nesi oluyorsun?
Ezâ: arkadaşım.
Yavuz: düğünleri hiç sevmem.
Ezâ: biz sade nikâh yaparız o zaman.
Yavuz: her fırsatı kolluyor musun böyle?
Ezâ: söz konusu sen olunca evet :)
Yavuz: kafan mı hoş?
Ezâ: Ezâ Silahtaroğlu.
Ezâ: yakıştı.
Ezâ: hazır memur varken evlensek mi iki dakika ya?
"Bence bir düşün derim," Aşina olduğum sesi duyunca başımı kaldırdım ve yüzüne baktım. Her zamanki gibi gülümsüyordu. Yanıma oturdu ve kollarını masaya koydu. Telefonumu kapadım ve masanın üstüne koyup milleti izlemeye başladım.
"Oğlum?" Yan tarafa döndüm. 50'lerinde bir teyze bana seslenmişti. Buyrun cenaze namazına. "Söyle, teyze."
"Maşallah çok yakışıklısın sen. Kaç yaşındasın, oğlum?" Nefes verdim. Her düğünde yaşadığım olaydı ve bu düğünde de yaşamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüler içinde hayat.
Cerita Pendekgözlerin olmadan içim hep donuk. kuşkusuz sevgilim, sen ölüler içinde hayatsın. - texting, tamamlandı. • yazdığım ilk kurgu ve kitap olduğu için, cringe, sinir krizi geçirmelik, -ki ben okudukça geçiriyorum- soğutan yerler olabilir. bunu dikkate al...