yirmi dokuz

4.5K 291 98
                                    

Bölüm şarkısı: Karmate - Nayino

İyi okumalar.

Ezâ Zarif

Yavuz'un beni yanağımdan öpmesiyle tam bir şoka uğramıştım. Öptükten sonra ikimiz birlikte manzarayı izlemiş, sonra ben sofra hazırlığında Nurşin teyzeye yardım etmek için içeri girmiştim. Şimdi de dolmaları tabaklara koyuyordum ve yüzümden gülücük eksik olmuyordu. O da tezgaha poposunu yaslamış, beni izliyordu hayran hayran. Nurşin teyze arada Yavuz'u, 'Ayak altında dolanma!' diyerek azarlıyordu ama Yavuz pek oralı değildi. "İçeri geçsene," diye mırıldandım kısık bir sesle. "Beni kovuyor musun?" dedi o da. Güldüm ve, "Hayır," dedim. O da gülüp içeri geçti.

Dengesizin tekiydi. Oğlak burcuydu ama İkizler gibi davranıyordu. Bir seviyor, bir üzüyordu. Bir kırıyor, bir topluyordu. Ne yaptığına bir türlü anlam veremiyordum. Ama yine de bu dengesiz halleri ondan vazgeçmeme neden olmuyordu. Aksine ona olan sevgim kat kat artıyordu.

Fakat neden onu benden ayıracaklarmış gibi hissediyordum? Sebebi neydi? Benim hissettiklerim bir bir doğru çıkardı.

Yavuz'u benden alacaklar mıydı?

Aklımdaki saçma soruları kışkışladım ve elimdeki tabakla içeri girdim. Savaş ve Metehan'la tanışmıştık. Savaş sözlüydü, Metehan ise nişanlıydı ve Yavuz'la dalga geçiyorlardı. Üçü de yaşıttı. Yavuz'un aralarındaki tek sap olmasıyla dalga geçiyorlardı.

Nurşin teyze, "Ben Yavuz'a birini buldum bile," dediğinde herkes durdu ve Yavuz'a baktı. Yavuz kimseyi umursamayıp dolma yerken, tüm gözlerin ona çevrildiğini görmüştü. "Bakmayın lan," dediğinde gülüştüler. Metehan, "Kim o bahtsız?" diye sorunca Yavuz, "Ebenin yedinci kuşaktan ninesi o bahtsız," diye agresif bir şekilde cevapladı.

"Desene işin iş. Ebemin adı Ezâ," Benim yüzüm kızarırken, Yavuz hafifçe güldü.

"Uşağım, gönlün varsa isteyelim babasından?"

"Kim güzel dolma yapıyorsa benim gönlüm ondadır, babaanne," Nurşin teyze güldü ve, "Eşek," diyerek Yavuz'a hafifçe vurdu. Gülüşmeler duyulunca Nurşin teyze, "Güzel kızım, ay yüzlüm. Gel otur Yavuz'un yanına," demişti bana doğru. "Yok, teşekkürler," diyordum ki hızla kolumdan tutup sofraya sürükledi beni.

Allah'ım bu kadın tam bir şirindi. Tombul tombul yanakları vardı ve benim yaşlı teyze zaafım vardı. Görünce dayanamayıp yanaklarını mıncırasım geliyordu.

"Peki," diyip Yavuz'un yanına oturdum. Yemek yiyordu. "Hazal güzel dolma yapıyordur şimdi," diye mırıldandığımda, yemek çiğnediği ağzı durdu ve hafifçe güldü. "Yapıyor valla," diye mırıldandığımda hafifçe vurdum bacağına. Tekrar güldü ve kulağıma eğilip mırıldandı.

"Kırmızı keşan kimdeyse benim gönlüm ondadır."

Ben sesiyle ve kokusuyla mest olurken, o geri çekildi ve yemeğini yemeye devam etti. Başımda kırmızı keşan vardı, bana karşı söylemişti o cümleyi. Aşık aşık bakıyordum yüzüne. O, benim bakışlarımdan habersiz öküz gibi yemek yiyordu ama olsundu. Zamanı gelince kendi ellerimle yemek yedirecektim ona.

"Bak bak nasıl aşkla bakıyor babaanne. Çifte kumrular."

"Ben evlendireceğim onları. Kafaya taktım. Yavuz'a başka iyi kız bulamam," diyerek hak verdi Nurşin teyze Metehan'a.

"Kim onlar?" İçeriyi Yalın abinin sesi doldurunca Yavuz, "Seni hiç ilgilendirmez," demişti agresif bir şekilde. Yalın, "Haddini bil," derken Yavuz ayağa kalktı. Nurşin teyze ayaklanıp Yavuz'un yanında geçerken, Metehan ve Savaş'da ayaklanmıştı. Sofya, Yalın'ın kolunu tutup, "Damarına basma çocuğun," derken, Yavuz, "Bırak yenge. Bana şöyle gelişine bir yumruk çaksın ki, beni gaza getirsin," dedi. Ardından sözlerine devam etti.

ölüler içinde hayat.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin