1.4

1.3K 178 181
                                    

Hellü kitabı kimse okumadığı için kendi kendime takılasım var. Bu arada harbiden okuyan varsa bir ses edin lo

------------------------

Beni kapıda bekliyordu.

Bunu daha önce yapmamıştı.

Kollarını göğüsünde kavuşturmuş öylece yere kaşlarını çatarak bakıyordu.

Ben mi bir şey yaptım. Yoksa tableti verdiği için pişman mıydı?

Kapının arkasına geçip onu izlemeye başladım. Ne etrafa bakıyor ne de biri ile konuşuyordu.

Tamam. Mantıken ben kapıyı açtığımda, geçebilmem için yolumdan çekilmek zorundaydı. Öyle de yaptı.

"Benim ile iletişim kurmayacaksan tabletimi geri istiyorum." dedi.

Öylece durdum.

"Hadi ama, lütfen." Ellerini birleştirip yalvarır gibi yaptı.

Göz teması kurduğumda irkilip tekrar kafamı eğdim ve hızlı hızlı banka doğru yürüdüm.

"Buradaki son arkadaşım Granada'ya taşındı. İnternet arkadaşlarımı da tanımıyorum. Çok yalnızım. Ne olurdu benim ile konuşsan." Bu benim ile neden konuştuğunu açıklıyordu. Kısmen.

Tableti çantamdan çıkartıp ona uzattım ama ciddi olmadığını söyleyerek geri itti ve ayaklarımın dibine oturup kollarını dizine yasladı.

Dudaklarını büzerek bana bakıyordu. Sevimli. Ama bir ahmağa göre. Benim için gereğinden fazla tatlı.

Tableti göğüsüme bastırıp içime kapandım. İçine kapanık olan her insan gibi.

"Mesajımı gördün mü?"

Neden ellerim titriyordu? Neden nefesim düzensizleşiyordu? Anlamıyorum.

Titrek ellerimle tableti çantama koydum ve kitabımı çıkarttım.

Sen, beni asla tanımayan, biri su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin benim için?

Diyordu bilinmeyen kadın. Adamı seviyordu ama onu fark etmediği için de içten içe nefret ediyordu adamdan. İnsanlar neden hep suçu olmayanlardan nefret ederdi?

Bacaklarını bırakıp bağdaş kurdu ve iç çekerek etrafı incelemeye başladı.

Bak, dedim içimden. Buraya gelmeni ben istemedim. Duygularının incinmesini, hayal kırıklığına uğraman ya da çirkin, dilsiz bir çocuğu bile etkilemeyeceğini fark etmen benim suçum değil.

Umurumda değil.

"Hodgkin lenfoma var bende." dedi.

Nefes alamadım. Kanser değil miydi o?

"Remisyon dönemindeydim ve yendiğimi düşündüm. Tam da son kontrole gittiğimde doktorun yeni bir yumru bulması ile yelkenleri suya indirdim."

Uyduruyordu.

"Hastalığın nüks etmesi neredeyse hep, ilk iki yıl içinde gerçekleşiyormuş. Neredeyse. Hep..." Sonlara doğru sesi kısılmaya başladı.

Ona bakmıyordum. Güneş saçlarını parıl parıl parlatsa da.

Kafasını geriye atıp, kollarını kaldırarak esnedi. "Bana acıman için söylemiyorum." Daha sonra gözlerime bakıp, kaşlarını kaldırarak "Tabii acıdığın için diyaloğa girmeye başlayacaksan ayrı." dedi.

Without Me | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin