1.5

1.2K 158 54
                                    

Aşırı üstüne düşmeden yazdığım bir bölüme hoş geldiniz..

------------

O kadar zayıf değilim. Ama şişman da değilim. Hiçbir zaman zayıf olmayacağım. Şişmanlar kampına gitmiştim. Orada olanlar hakkında konuşmayacağım. Beni oraya zorla götürmüşlerdi. Zayıflamıştım ama hâlâ şişman hissediyorum.

Hep şişman ve çirkin olacağım.

Geçen bulduğum internet sitesinde zorbalık adındaki başlığa tıkladım.

İçimdeki zehri boşaltmaya ihtiyacım vardı.

"Ablam taşınmanın işe yarayacağını düşündü. Taşınmak her şeyi daha da kötüleştirdi çünkü artık yeni şişko çocuktum. Erkekler beni koridorda itip kakıyorlardı, kızlar psikolojik şiddet uyguluyordu." Yazdım.

Midemi bulandırıyorlardı.

"Bir gün, 5. sınıfın başındaydı galiba, 'Buraya gel. Sana bir şey göstericez.' Dediler.

Onlara güvenmedim ama sonra 'Bu bir sır.' dediler. Beni aralarına almak istediklerini düşündüm. Aptal kafam. 

Hademe odasından bir şey almam gerektiğini söylemişlerdi. Kafamı kapıdan uzattığımda beni içeri ittiler ve kapıyı kapattılar. Kapı otomatik  kilitleniyordu bu yüzden içeriden açamazdım. Kapıya vurup, sesler çıkarmaya çalışıyordum."

O odanın pis kokusu hâlâ burnumdaydı. Asla geçmiyordu... Asla...

Tekrar yazmaya başladım. "Küçük oda hem temizlik malzemelerinin kokusu hem de günlerce beklemiş pis su kokuyordu. Vurabildiğim kadar sert kapıya vuruyordum."

O anlar tekrar gözümün önünde canlanıyordu. Panikliyordum. Odada sadece kapının altından giren koridorun ışığı vardı. Sadece gölgeleri görebiliyordum. Örümcek ve sıçan gibi şeylerin gölgelerini.

"En sonunda." Yazdım. "Yaklaşık dokuz saat sonra hademe kapıyı açtı. Yanında polis, müdür, ablam ve yetimhane annesi vardı.

'Ah, Y.' Dedi yetimhane annesi. Sesindeki acımayı hâlâ hissedebiliyorum.

Müdür beni kucağına alınca ağırlığım yüzünden inledi."

Klavyeyi dövercesine yazmaya devam ettim. Öfkemi tabletin klavyesinden çıkarıyordum resmen.

"Yetimhane annesi 'Tüm gün orada mıydın?' Diye sordu 'Evet' anlamında kafamı salladım. Hademeye bağırmaya başlamıştı: 'Kimse kaybolduğunu fark etmedi mi? Bunca saat hiç mi bu odaya girmediniz?!' "

Ablamın ve kadının çığlıkları kendime bir şey yaptığımda hep kulaklarıma dolardı. "Bir şey yapın!" Bileklerimi kestiğimde. "Ona yardım edin!" Geçen hafta da. "Biri ona yardım etsin! Bize yardım edin!"

Kimse kimseye yardım etmezdi.

Gerisini yazmaya başladım ama sonra vazgeçtim. Kimin umurundaydı ki zaten? Derin bir nefes alıp yastığıma yaslandım.

Bir odada olmak hiçbir şeydi. Kendi sidiğinde oturmak, amonyak, deterjan ve kusmuk dolu bir odada oturmak, kapıya vurmaktan ellerinin kanaması vs. bunların bir önemi yoktu.

Burada ya da orada olmamalıydım.  Hiç doğmamalıydım.

On yaşlarıma geldiğimde sonumun ne olduğunu kestirebiliyordum. Ta o zamanlarda bile. Ortaokula gittiğim zamanlarda bir plan yapmıştım. Kontrolü ele almak için yapılmış bir plan.

Her zaman bir çıkış yolu vardır. Tek yapman gereken o yolu takip etmektir. Ben insanlar yüzünden o yolu bırakmak zorunda kalmıştım.

Çok boş bir bölüm oldu gibi ama idare edin lütfen hikâyeyi nasıl bağlayacağımı bilmiyorum o yüzden şu sıralar birkaç bölüm boş gelirse affedin :)


Without Me | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin