Bir önceki bölümün bildirimi gelmemişse gidip okuyun lütfen..
Bu bölüm çabuk etkilenen kişiler için iyi olmayacaktır. Bu yüzden eğer taciz veya tecavüz gibi olaylardan çabuk etkileniyorsanız geçmenizi ve bir sonraki bölümü beklemenizi rica edicem.
Bu bölümün konusu Yoongi'nin neden insanların tensel temasından kaçtığını konu alan bir bölüm olucak :) İyi okumalar canlarım. Eğer bol bol sövmelerinizi ve peçetelerinizi hazırladıysanız başlayalım!!
--------------------------Tableti alıp yatağa uzanmıştım ve internette gezerken bir siteye rastladım. Anladığım kadarı ile insanlar buraya gelip yaşadıkları zorlukları anlatıyorlardı.
Cinsel taciz isimli başlığa tıkladım.
Modraftı_: Beni yakaladılar. Yıllarca kaçtığım oğlanlar. Okul çıkışı beni yakaladılar, dövdüler ve tecavüz ettiler.
Yazmaya başladım: "Beni beklerdi, kantine kadar eşlik ederdi. Bir hafta boyunca. Hatta ve hatta, "Selam Y. Ben de seni bekliyordum bugün biraz geç geldin." bile derdi. Arkadaşları ona Hoon diyordu. Popülerdi sanırsam etrafında hep kızları görürdüm."
O halde neden beni seçmişti? Bir erkeği? O zamanki çocuk aklım olmasaydı amacını anlayabilirdim.
"Benimle okul çıkışı yürüdüğüne bile inanamıyordum. Kızlar yanımızdan geçerken ona flörtöz şekilde el sallarlardı.
Oldukça havalıydı. İnsanların arkamızdan konuştuğunu duyardım ama takmazdım çünkü o da takmıyor gibiydi. Beni olduğum gibi kabulleniyordu ya da ben öyle düşünmek istiyordum."
Ne kadar aptalmışım! Beni tanımıyordu bile. Ben de onu tanımıyordum.
"Beni sınıfıma bırakır, öpecekmiş gibi yaklaştıktan sonra 'Birlikte geçirdiğimiz zamanlar benim için çok özel.' derdi."
Beni öpsün diye dua ederdim. 'Hadi buyur. Öp beni derdim' derdim içimden.
Hiçbir erkek ya da kız beni öpmemişti. İlkokuldan beri herkes sevdiği kişinin onu öpmesiyle övünürdü. Dünyada benim dışımdaki herkes.
"Olayın yaşandığı gün öğle yemeği için sıradaydım ve herkes önüme kaynıyordu. Ben de izin veriyordum. Her zamanki gibi. Ama o gün paramı unutmuştum ve çok açtım. Hızla sınıfıma çıkıp yemek bitmeden paramı almak istedim.
O da oradaydı tam dolabımın önünde arkadaşlarıyla konuşuyordu. Ben girince birbirlerini dürtmeye başladılar. Hoon bana yaklaşıp 'Selam Y.' dedi. Kalbim pır etti.
En yakın masadan kağıt kalem alıp "Paramı unutmuşum onu alacağım." yazdım.
'Öyle mi?'
Dolabımı açıp içinden cüzdanımı aldı ve 20.000 won çıkardı. Almak için uzandığımda alayla sırıtıp yukarı uzattı."
Adi herif.
" 'Gel de al Y.' deyip sınıftan çıktı. Erkekler tuvaletine kadar takip ettim. O içeri girdi, ben ise bir şeyler sezip durdum.
Bir anda çetesi etrafımı sardı. Zorla beni içeri soktular ben ise kaçmaya çalışıyordum ama onlar benden iki yaş büyüklerdi ve gücüm onlara yetmiyordu. Ben bunu bir oyun sanıyordum."
Oyun olmalıydı!
"Biri kapıda durdu, diğeri de beni ileri itti. 'Hadi Hoon, öp şunu o da istiyor demiştin.' dedi biri. Kollarımı arkadan sıkıca tuttu. Hoon bana pis pis sırıtarak nefesini hissedebileceğim kadar yaklaştı. Gözlerinde ki karanlığı görüyordum. Beni korkutuyordu.
Beni öpmek için üstüme eğildi ama ben kafamı yana çevirdim. Çenemi tutup dudaklarını dudaklarıma o kadar sert bastırdı ki boynum kırılacak sandım. Daha sonra iğrenç bir varlıkmışım gibi dudaklarını silip, lavaboya tükürdü ve 'sırada kim var?' diye sordu.
Ellerinden kurtulup kapıya doğru koştum ama yakaladılar. Bir umut belki sesim çıkar diye çığlık atmaya çalışsam da işe yaramadı. Birisi kalçamı acıtacak kadar sert sıktı. Gömleğimin yakasını tek kavrayışta çekerek açtı ve hepsi birden "oo" diye bağrıştı.
Bir saniyeliğine elleri gevşedi, ben de hemen kapıya koştum ama gömleğimden yakaladı. Gömleğimi çıkartıp elinden kurtulduğumda tuvalete gireceğim sıra bir el bacağımı yakalayınca kayıp düştüm.
Sürükleyerek çıkarmaya çalıştıkları sıra klozete tutunduğum için başaramadılar. Pantolonumun indiğini hissedince bacaklarımı birbirine yapıştırdım.
İçlerinden biri 'Gidelim artık, bırak şunu!' dedi. Hoon iç çamarımı çıkarmaya çalıştı ama çok çekemedi.
'Lütfen gidin.' diye dualar ediyordum.
"Hoon ayağını kalçama koyup 'Bizi birisine söylersen seni öldürürüz.' dedi ve kalçama abanmaya başladı o kadar çok abanıyordu ki ezecek gibiydi. Tuvaletin kapısı çarpılarak kapandı."
Ellerimi tabletten çektiğimde tir tir titriyorlardı.
Bu zorbalığında üstündeydi.
Hâlâ oradaydım. Hâlâ yerde tırsmış vaziyette oturuyordum.
Bazen ellerimden o yerlerin kokusunu alıyorum. Bazen sanki o günü kazımak istermişçesine derimi ve ellerimi tahriş olana kadar yıkıyordum.
O zamanla şimdiki zaman arasında sıkışıp kaldım. Ne bırakıp gidebiliyordum ne de yoluma devam edebiliyordum. O gün o kadar sıkı kapatmışlardı ki kapıyı sıkışıp kalmıştım orada, kapı yıllar geçse de gevşeyip açılmıyordu.
Ekranda bir şey belirdi.
Hobisue: Hey Yoongi! N'aber? :)
Hızlıca tableti kapattım.
Bölüm hakkındaki görüşlerinizi çok merak ediyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without Me | Sope
FanfictionAğır depresyonda olan bir çocuk ve onu anlayıp, ona umut olmak isteyen bir diğer çocuğun hikâyesi. " "Utanacağın ya da korkacağın bir şey yok." Biraz daha yaklaşıp saçımı öpüp, kokladığında sesli bir şekilde ağlamaya başladım. " Tüm telif hakları so...