Hafta sonlarını sevmem. Hafta sonu demek ablam ile daha çok zaman geçirmek demek. Sürekli beni dışarı çıkarmaya çalışıyor ve bana sorular soruyordu. "Bugün ne yapalım?" "Nereye gitmek istersin?" "Film gecesine ne dersin?" okuldayken en azıdan onu birkaç saatliğine görüyorum.
Odamdan çıkıp mutfağa geldiğimde Namjoon ağabey gözü yarı açık halde kahve yapıyordu.
"Günaydın yoongi. Kahve ister misin?" onu umursamadan buz dolabından meyveli yoğurt aldım. "O da güzel bir tercih." dedi.
Ben mutfak masasına oturacağım sırada ablam içeri girince bir an göz göze geldik, "Oww burası soğudu sanki." diye espiri yapan Namjoon ağabey takılmadığını anlayınca kahvesini alıp mutfaktan çıkıtı, ben de arkasından çıktım.
*
Küçükken -zorbalık gördüğüm zamanlar- "Aktivite kursuna gitmek ister misin?" diye sormuştu yetimhane annesi. Oradaki herkesin kaba olduğunu duyduğumdan istememiştim ama bir şekilde beni yollamıştı.
Oradaki çocuklar beni dolaba kitleyip içeri aşağılayıcı kağıtlar attılar.
Oysaki ben gitmemek için yalvarmıştım.
Anlamıyorlardı işte.Kağıda 'Bilgisayarım nerede?' yazıp içeride Namjoon ağabey ile televizyon izleyen ablama götürüp uzattım.
Sakin bir ifade ile "Kaldırdım artık bilgisayar kullanamazsın." dedi.
Hayatımdan neden mi nefret ediyorum?
Çünkü istediğim hiçbir şey olmuyor.
Sanki bir kar küresinin içine hapsedilmiş bir kardan adam gibi hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without Me | Sope
FanfictionAğır depresyonda olan bir çocuk ve onu anlayıp, ona umut olmak isteyen bir diğer çocuğun hikâyesi. " "Utanacağın ya da korkacağın bir şey yok." Biraz daha yaklaşıp saçımı öpüp, kokladığında sesli bir şekilde ağlamaya başladım. " Tüm telif hakları so...