Miles Clara'nın yanına dikilmiş günlerdir büyücülerle çalışıp tekrardan eski haline getirdikleri üç tepeli şehre bakıyor, şehir sanki günler önce saldırı görmemişçesine sakin, hala aynı, hala gürültülü ve rengarenk, hala yaşıyorken Miles yakınlardaki çağlayandan gelen su seslerini dinliyordu.
Clara dakikalardır kapalı olan gözlerini açmış yanında dikilmiş ve o büyük şehre bakan Miles'in aksine o büyük şehrin tepesindeki bembeyaz parlayan, kuleleriyle şehre hakim heybetli saraya bakıyordu.
"Hanedan Sarayı," dedi Miles bakışlarını oldukları yerden çekmeden. "Binlerce yıldır Torn'un yönetildiği bina. Hanedan ailesinin yaşadığı, yüzlerce kişinin çalışıp yaşadığı saray. İlk, orta ve son kanat diye ayrılır. Son kanat ve arka kesimler Hanedan mensuplarının yaşam alanlarıdır. Kuleler aile mensuplarına göre ayrılmıştır ve hepsinin kanatları kendilerine aittir. İznin yoksa giremezsin. Kısacası orası iç saraydır. Orta kesim galaksi meclisinin yer aldığı bölümdür. İlk kanat ise katlarına göre yönetim ve diğer işlerle ilgilenir ve saray görevlilerinin yaşam yerleri vardır."
"Sadece Hükümdar yönetmiyor mu?"
"Hükümdar her şeyin başında, evet," dedi Miles ona dönerek. "Ama Hükümdar yönetimi bir sürü çalışanın yardımıyla yapar ve her gezegenden gelen temsilcilerin oluşturduğu bir meclisle alınacak kararları tartışır ve uygular ya da uygulamaz."
"Bu hep böyle miydi?"
"Binlerce yıldır bu böyledir Sultanım. Yoksa Torn'da denge sağlanamazdı."
Clara hala saraya bakıyor büyüklüğü, şekli, kudreti gözünü dolduruyorken "Saray oldukça büyük," dedi Miles'a bakış atarak.
Miles elleri ceplerinde dudağını ısırarak bakışlarını ışıldayan sudan çekmeden "İçine girince görünenin hiçbir şey olduğunu anlayacaksınız," dedi. "Bazen yolumu şaşırırım."
"Saraya sık girip çıkar mısın?"
"Normalde benim işim orada."
Clara onun parmağını takip ederken şehrin ikinci tepesindeki gösterdiği saray kadar büyük olmayan yapıya baktı. Clara kat sayısını tahmin edemiyor ama yüksekliği oldukça fazlayken merdivenleri oldukça dikkat çekiciydi.
"Merdivenleri çok güzel," dedi Clara gülerek.
"Orası Torn Galaksi Ordularının Komutanlığı," dedi Miles gülerek. "Ama saldırı olduğundan beri pek gittiğim söylenemez. Saray ve şehir arasında mekik dokudum daha çok."
Clara anlamış sesini çıkarmazken bakışları diğer tepedeki kubbeli uzun binaya takılmış "Orası neresi?" diye sordu.
Miles onun nereyi sorduğuna bakmış gülerek "Orası Büyük Yıldız Kulesi," dedi. Miles yüzüne anlamsızca bakan Clara'ya "Kahinlerin çalışma alanı," diyerek açıklama yaptı.
Clara'nın ifadesi şimdi anlam kazanırken "Sorularımla sizi şimdiden yoruyorum Yüzbaşı Miles, üzgünüm," dedi kibar bir sesle.
"O nasıl söz Sultanım," diyerek selama geçti Miles hemen. "Sizin sorularınızı yanıtlamak benim için bir zevk. Yanlış anlaşıldıysam çok üzgünüm."
Clara onun mavi bakışlarındaki asker ruhunu görmüş başını sallarken başının ağrısının daha da artmaya başladığını hissediyor, gözlerini kapatmamaya çalışırken Miles'ın mavi bakışlarını üzerinde hissediyor ama ona dönmezken saniyeler sonra duyduğu kıpırtılarla kendini döndürmüş ve Aaron'ın getirdiği şeyi görünce anında iki adım geriye attı.
***
"Ejderha bu."
Clara korku dolu gözlerle Aaron'ın zincirlerinden tuttuğu ejderhaya bakıyor ejderha uysal gibi, Clara'nın dizilerde, filmlerde gördüğünden daha farklı ama yinede Clara'ya korkunç görünüyorken burundan çıkan buhar Clara'yı dehşete sürüklüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaxy of Torn : ALFA
FantasyTorn Galaksisi tüm galaksiye karanlık çağı getiren Beşen Yeri'ni mühürle hapsettikten sonra Kahin Tivon'ın yaptığı karanlık kehanet yeni çağ gölge düşürmüştü. Kehanetin varlığı ile Torn Galaksisi 5555 yıl sakin bir yaşam sürmüş ama bu sakinlik kehan...