Orela uyanmasına yakın her sabah olduğu gibi kolunu Welo'nun göğsüne atarken eli bu sabah hissettiği boşlukla yatağa düştüğünde Orela tahmin ettiği saatten yaklaşık bir saat önce uyanarak gözlerini açtı.
Her sabah zorla yataktan kazıdığı Welo'nun tarafı boş Orela'nın uykusu anında açılırken esneyerek yataktan kalktı. Banyonun kapısı kapalı ama içeriden ışık sızmıyor pufun üzerindeki sabahlığını üzerine geçirdi. İki adımda odadan sabahlığın kuşağını bağlayarak koridora çıktığında bir saniyeliğine sessiz evi dinledi.
Duyulması zor adım seslerini hassas bir şekilde duyduğunda esnemeye devam ederek sessiz adımlarla merdivenlerden aşağıya inmeye başladı. Merdivenlerden inip salon tarafına döndüğünde kapının kasnağına yaslanarak elinde ve etrafında tomar tomar parşömen olan ve onların arasına gömülmüş kocasına baktı.
Welo onu duymamış her neye çalışıyorsa ona çalışmasına devam etmesini istiyor ama birkaç saniye sonra merakı onu yendiğinde "Welo?" diye seslendi hafif bir sesle. Welo tek eliyle tuttuğu parşömenden başını kaldırarak karısına baktığında Orela başını yana yatırmış uykuya kendisinden daha aşık olan ama şimdi uykusu gözlerinden akan kocasının kan çanağı olmuş mavi gözlerine baktı.
"Niye yatakta yoksun?"
Welo ilk önce elini dağınık saçlarından geçirip daha da dağılmasını sağlamış ardından diğer elindeki parşömeni sallayarak "Anlamam gereken bazı yerler var," dedi iç çekerek. "Günlerdir anlamıyorum. Tetna yakında delirecek."
Orela ona gülümsemiş kollarını çaprazlarken Welo parşömeni koltuğa bırakarak ayağa kalktı.
"Sen niye uyandın?"
Orela yanına gelerek onu belinden tek koluyla sarmış diğer eliyle saçlarını okşayan kocasına sıkıca sarılarak "Çünkü uykumda elimi yan tarafa attığımda kocama değil de bir boşluğa sarıldım," diyerek onu yanıtladı.
Welo uykulu gözlerini ovuşturmuş ama yinede gülerken Orela kocasının göğsüne başını yaslamış onun nefeslerini dinlerken Medu'da gün yavaş yavaş başlıyordu.
***
"Baba."
Aaron günlük bilgi ekranını eliyle kenara iterken Einol'a dönerek "Efendim kızım?" dedi. Einol annesine bakmış annesi başını sallarken Aaron ikisine bakıyor "Ne karıştırıyorsunuz?" diye sordu gözlerini kısarak.
Einol babasına bakmadan tekrar annesine bakmış Jaben onun söylemesini istediğini gözleriyle belli ederken onların bu haline dayanamayan Miles gözlerini devirerek "Veprocy Akademisi bir yolculuğa çıkıyor," dediğinde Miles Einol sinirle "Miles," demiş ama Miles onu dinlemeden anlatmaya devam etti. "Bizim akademiden de destek istiyorlar Einol da katılmak istiyor," derken Einol dişlerini sıkarak ona sinirli bir bakış attı.
Miles omuz silkmiş ısırdığı ekmeğini yutarken "Bir de bugün son gün o yüzden cevap vermen gerekiyor," diye de ekledi. Einol derin bir nefes almış Miles'a tek bir sinirle bakış daha atarak en yumuşak en tatlı ifadesiyle babasına döndü.
"Lütfen?"
Aaron sandalyesinde geriye yaslanırken Jaben onun beden dilinden izin vermeyeceğini anlamış daha en başında ayağına bir tekme atarken Aaron o tekmeyi hissetmemişçesine "Nereye bu yolculuk?" diye sordu.
"Başta Magorna ve Morda olmak üzere 10 kehanet gezegeni," dedi Einol. "Bunlara ek olarak Yeşil Diyar ile Buz Yıldızının düşürüldüğü astreoid de var."
Aaron "Hımm," diyerek dikleşmiş burun kemiğini sıkarken Einol bir kez daha lütfenlemiş "Amacı ne bu yolculuğun?" diye sordu. Einol yerinden fırlamış koşarak bir yere giderek yolculuğun planını getirirken babasının önüne koymuş Aaron planı eline alarak incelemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaxy of Torn : ALFA
FantasyTorn Galaksisi tüm galaksiye karanlık çağı getiren Beşen Yeri'ni mühürle hapsettikten sonra Kahin Tivon'ın yaptığı karanlık kehanet yeni çağ gölge düşürmüştü. Kehanetin varlığı ile Torn Galaksisi 5555 yıl sakin bir yaşam sürmüş ama bu sakinlik kehan...