Bölüm 58: Serçe Kamlama

7.1K 468 54
                                    

"Şuan Lanra'ya göre saat gece yarısını geçmiş durumda."

Welo'nun bilgilendirmesinin sadece Clara'ya olduğu belli diğerleri gezegenlerin zaman farklarını biliyordu. Akşamüstü olan Siharc'ın turuncu gökyüzünden uzaya geçmişler ve gezegenler arası resmi yolu kısa sürede geçerek pembe bir gezegen olan Lanra'ya giriş yapmışlardı.

Giriş ayarlamaları yüzünden kimse onları durdurmamıştı. Gezegen kapısından rahatlıkla gezegene girebilmişlerdi. Clara başını kapsülün cam tavanına doğru kaldırarak gökyüzüne baktı.

Gökyüzü gece olmasına rağmen hafif bir aydınlık belki de bu aydınlığın nedeni pembeliğiyken Clara başını indirip yan camdan dışarı bakarak gözünü alan krem rengi toprağa baktı. Ağaçlar yok denecek kadar azdı ve göz alabildiğince düzlüktü tepe dağ ya da bir yükseklik bile görünmüyordu.

Sadece tam yolları üzerinde büyük bir dağ vardı ve çevresinde küçük tepeler varken bu dağın eteklerine kurulan görkemli şehir bu dağın büyüklüğünü göz dolduruşuyla örtüyordu.

Clara yanındaki Tetna'ya dönerek "Toprak neden krem rengi?" diye sordu merakla.

"Lanra'nın atmosferi fazla kalın olduğundan Arus'un ışınları gezegeni toprak açısından verimsiz yapıyor," dedi Tetna açıklama yaparak. "Bu yüzden Lanra da ekonomisini eğlence sektörüyle sürdürüyor. Gıda ve tarım ihtiyaçlarını diğer gezegenlerden ithal ediyor."

"Peki hep böyle düzlük mü?"

"Sadece bu bölge de araziler düz," diyerek yanıtladı Clara'yı önde oturan Miles. "Şehir adını da eteklerine kurulu olduğu Sisma Dağı'ndan alıyor."

Dünya'da insalar kendi ülkesiyle ilgili yeterince şey bilmezken buradaki insanlar galaksideki tüm gezegenler hakkında bilgi sahibiydi ve bu Clara'yı gerçekten hayrete düşürüyordu.

Sadece beyaz ışıkların göründüğü şehre giriş yaptıklarında Clara istemsizce dikkat kesildi. Beyaz ve pembenin ağır bastığı şehri izlerken kapsül çevre yolundan şehir yoluna girdi ve üst katmanlarda yerini aldı.

Welo kapsülün rotasını şehrin kurulu olduğu dağın eteğinin yukarısına doğru belirledi. Kapsül kısa süre sonra Welo'nun yönlendirmesi sonucu inişe geçti ve Welo kapsülü kendilerine kriz merkezi tarafından ayarlanmış alana park etti.

Welo kapsülü durdurdu ama inmek için kapıları açmadı. Koltuğunda yan dönerek "İçeri girmeden ayrılacağız," dedi ciddi ve sert ifadesiyle.

Clara Welo'yu daha önce bu kadar ciddi ve sert mizaçla hiç görmemiş onun görev bilincinin ne kadar kutsal olduğunu görebiliyor "Neden?" diye sordu merakına yenik düşerek. "General sadece birbirimizden bağımsız hareket etmemizi söyledi. Yanyana olup ayrı takılabiliriz."

"Bir grup ifşa olursa diğer grubunun devam edebilmesi gerekiyor," diyerek Welo'dan önce konuştu Miles. "Yan yana olursak bu biraz imkansız."

Clara böyle daha güvenli tedbirli olacağını biliyor ama onlarla beraber hareket etmeleri daha çok güvenliydi. Geldikleri görevin güvenlik açısından bir öneminin olmadığının farkındaydı. Önemli olan bu görevin başarıyla yerine getirilmesiydi.

Clara anladığını gösterircesine başını sallarken Welo ciddi ifadesini koruyarak "Miles eğer işler kötü giderse ne pahasına olursa olsun Sultan Clara'yı emniyetli bir şekilde buradan götürmen gerekiyor," dedi. "Bizi düşünmeden hareket etmen gerekiyor.

Miles abisini değil komutanını üstünü onaylarken "Hayır," diyerek itiraz etti Clara. "Buraya hep beraber geldik hep beraber döneceğiz."

"Üzgünüm Sultanım ama burada emirleri ben veriyorum," dedi Welo ciddiyetle. "Herhangi bir sorun olursa buradan uzaklaşacaksınız. Anladınız mı Sultanım?"

Galaxy of Torn : ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin