Galaxy of Torn : ALFA

Bölüm 26: İç Saray

***

Soundtrack: Trevor Morris - Murder In Urbino

***

Clara muhafızların Saltanat Kapısı olarak adlandırdığı iki yana açılan heybetli ahşap kapının önünde kendisi bekleyen cariyeyi gördü.

"Cariye Nevra, hizmetinizdeyim Sultanım."

Clara onun reverans değil de tamamen eğilerek verdiği selamı ilk kez görüyordu. Cariye Nevra doğrulduğunda ve onun eşliği ile iç saraya giriş yaptığında bir an sanki başka bir zamana gitmiş gibi hissetti kendini.

İç sarayın diğer kanatlarının modernliğinin aksine Clara'ya tarih kitaplarında gördüğü sarayları anımsatmış, o kitapların içine düşmüş gibi hissettirmişti.

"Gördüğünüz resimler ve çizimler sarayın yapıldığı devrin en saygıdeğer sanatkarları tarafından yapılmıştır."

Clara duvarlardaki resimlere bakıyor tonlarca ağırlığında altın süslemeleri ile dekore edilmiş yürüdüğü düz koridoru inceleyerek ilerliyordu. Koridorda ilerlerken yanlarda kendisi için açılan kapılardan içerideki salonlara bakıyordu ve yanındaki Nevra da ona odaların isimlerini söylüyordu.

"Burası Merasim Salonu."

Clara içerideki devasa kristal avizeye bakmış ve hayranlıkla gözleri kamaşmışken ilerlemeye devam etti. Tüm odaların aynı renk tonlarına sahip olduğunu görüyor ama bütün zeminlerin birbirinden farklı ve çok süslü ahşap parke ile kaplı olduğunu fark ediyordu. Bazı yerlerde yün halılar bile seriliydi.

"Burası Mabeyn Dairesi."

Clara düz koridor bitmiş ve büyük bir hole açılmış holde yukarı çıkan bir sürü merdiven vardı.

"Hanedan ailesinin dairelerine çıkan merdivenler. Sırasıyla Veliaht Dairesi, Sultanlar Dairesi, Şehzadeler Dairesi, Hükümdar Dairesi, Hükümdariçe Dairesi, Konuk Daireleri."

"Diğer dairelere geçmek için buraya mı inmek gerekiyor?"

"Hayır Sultanım," diyerek yanıtladı onu Nevra. "Geçiş kapıları var."

Clara anladığını belirtmiş ve Nevra'nın yönlendirmesiyle Sultanlar Dairesine çıkan merdivenlere ilerledi. Hızlı adımlarla merdivenlere çıkıp sultanlar dairesinin beyaz ve kırmızın hakim olduğu yuvarlak holüne geldiğinde nefesini tuttu.

Şık halılar, antika bir dekorasyon, varaklı koltuklarla dolu bir odaydı. Tavandan kristal büyük bir avize sarkıyordu ve altın işlemeler avizeyi parlatıyordu. Avizenin kenarlarından başlamış ve tavanın çoğunluğunda birbirinden güzel kadınların resimleri vardı. Clara'nın o resimleri incelediğini gören Nevra "İnexhausta Hanedanının tüm Sultanları," dedi. "Sultan Nersy'yi şu köşede görebilirsiniz."

Clara onun işaret ettiği köşeye bakmış ve diğer Sultanların arasında gümüşi sarı saçlarıyla kendini belli eden Sultan Nersy'ye bakarken Nersy'nin resmine çok yakın bir yerde kendi resminin olduğundan habersizdi. Clara gülümseyerek Nersy'nin resmine bakarken yanındaki Nevra hangi kapının dairelere, hangi kapının hamamlara, gittiğinden bahsediyordu.

"Şehzade Otresed Sultanlar Dairesi Kulesinin son katındaki daireyi size hazırlatmamı emretti."

"Gerek yok," dedi Clara hemen bakışlarını ona çevirerek. "Sonuçta ben resmi bir Sultan değilim. Kriz Merkezi odalarında uyuyabilirim."

"Orası çalışanların odaları Sultanım," dedi Nevra. "Siz de bir Sultansınız ve buna göre muamele görmelisiniz."

Clara Nevra'nın selamına iç çekerek baktı. Varlığı herkes tarafından bilinmiyordu ve kendisine daire açılmasını tehlikeli olarak görüyordu. Kimliği açığa çıkabilirdi ama kendisine itiraz etme hakkı verilmiyordu.