"Annemde öyle dedi," dedi dakikalarca süren sessizliğin ardından Clara. "Kurtuluşun benim elimde olduğunu söyledi."
"Çünkü öyle Sultan Clara," dedi Aaron güven veren sesiyle.
"Hayır, değil," diyerek ayağa fırlardı Clara. "Ben Karanlığım, şuan olan her şey benim yüzümden olmuş. Annem benim yüzümden buraya gelmiş, babam benim yüzümden yıllarca acı çekmiş, tüm Hanedan ailesi ve büyücüler benim yüzümden kaçırılmış. Nasıl onların kurtarıcısı olabilirim? Bilmediğim bir yer, bilmediğim bir yaşam tarzı. Ben dünyada büyüdüm, burayı biliyorum orayı değil."
"Ama oraya aitsiniz Sultanım," dedi Aaron da ayağa kalkarak. "Siz Karanlık değilsiniz. Bir kehanet size karanlık dedi diye karanlık olamazsınız. Kendiniz karanlık olmak isterseniz, bunu gerçekten istersiniz karanlık olursunuz. Siz karanlık olmak istiyor musunuz?"
Clara başını masumane bir tavırla iki yana sallamış ve koltuğa çökmüşken "Bana seslendiklerini görüyorum," dedi acı dolu bir sesle. "Büyük bir kalabalık karanlık bir yerde, bir kadın bağırıyordu bizi duyuyorsan bize ulaş Karanlık, kurtuluşumuz sensin, herkesin kurtuluşu benmişim ama benim bundan haberim yok. Ben ne yapacağımı bilmiyorum."
Aaron onun yanına oturmuş "Bunu beraber yapacağız Sultanım," dedi tok sesiyle. "Yalnız değilsiniz. Ama şuan önceliğimiz dünyadaki Pinus Aristata'yı bulup Torn'a gitmek."
"Buluruz kolay," dedi Clara düzelmeyen çatlak sesiyle. "Ama bana siz demekten vazgeç ben Clara'yım Sultan değilim."
"Torn'a gidince herkes Sultanım diye hitap edecek o zaman ne yapacaksınız?"
"O zaman düşünürüz."
Aaron da gülmüş kuruyan boğazını temizlerken "Su alabilir miyim?" diye sordu Clara'ya dönüp. Clara ona hayretle bakarken "Bu gezegende su yok mu?" diye sordu şaşkın bir ses tonuyla Aaron.
Clara onun şaşkın haline kahkaha atmışken "Tabi ki var," dedi gülmeye devam ederek. "Sadece bende orada olup olmadığını düşündüm."
Clara, Aaron bir şey demeden yerinden kalkıp mutfağa girmişken Aaron bu masum, kırılgan genç kızın nasıl Karanlık olabileceğini düşünürken Lasenter oralarda bir yerlerde bulunmayı bekliyor Aaron dostunu bulmak için, onun kızını korumak için her şeyi yapabileceğini biliyordu.
***
Clara birkaç dakika sonra elinde iki bardakla geri gelmiş bardağın birini Aaron'a uzatmışken "Takıldığım bir nokta var," dedi yerine oturduğunda.
Aaron tek kaşını kaldırmış ona dönerken "Nedir?" diye sordu.
"İngilizceyi nasıl konuşuyorsun?" diye sordu Clara merakla.
Aaron ona merakla bakan genç kıza bakıyor tebessüm ederken "Dünya'da bu dile İngilizce mi deniyor?" dedi suyundan içerken. "Torn'da bu dil ortak dildir. Galakside ana dillerin yanında bu dilde öğrenilir. Zorunlu değildir ama bilinir."
"Neyin ortak dili bu dil?"
"Evrenin Sultanım."
Clara "Ooo, evrenin ortak dili İngilizce," dedi gülerek. "Dünya'da her ülkede İngilizce öğretilir. Çok mantıklı."
Aaron başını sallamış gülerken Clara o an kasılmış ve Aaron'a bakarken "Ne oldu?" diye sordu Aaron onun kararan yüzünü görünce. Clara ayaklanmış kapıya doğru ilerlemeye başladı.
"Yukarda annemin odasında bir yazı var."
Aaron yerinden kalkarak Clara'nın peşinden üst kata çıkıp Dara'nın odasına girdiğinde "Karanlık," dedi Clara ile aynı anda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaxy of Torn : ALFA
FantasyTorn Galaksisi tüm galaksiye karanlık çağı getiren Beşen Yeri'ni mühürle hapsettikten sonra Kahin Tivon'ın yaptığı karanlık kehanet yeni çağ gölge düşürmüştü. Kehanetin varlığı ile Torn Galaksisi 5555 yıl sakin bir yaşam sürmüş ama bu sakinlik kehan...