5. BÖLÜM

73 3 2
                                    

Sesler duyuyordum ama ne dediklerini anlayamıyordum. Gözlerimi açmaya çalıştığımda ışık o kadar keskindi ki anında geri kapattım. Yoğun bir baş ağrısı ise olduğum yeri kavramama engel oluyordu. Burnuma gelen ağır kokudan hastanede olduğumu anlamıştım. Zihnim git gide bulanıklaşmaya başlamıştı. Kendimi daha fazla zorlamamaya karar verip beni içine çeken uykuya teslim oldum. 

1 SAAT SONRA

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordum ama uyanalı baya olmuştu. Kontrol için odaya gelen hemşire doktorun geleceğini söylemişti ama ne gelen vardı ne giden. Yataktan kalkmak için hareket ettiğimde başıma vuran keskin ağrı yüzünden sabit kalmıştım. Gücümü toparlayıp tekrar hareket ettiğimde ağrımı yok sayıp ayağa kalkmıştım bile. Kapıya yaklaştığım an ben daha ne olduğunu anlamadan Begüm tarafından kırılırcasına açılmıştı kapı. 

" Ne oluyor be. Ne bu şiddet bu celal Begüm."

" Asıl sana ne oluyor. Benim neden en son haberim oluyor senin hastanede olduğundan. Neden kimse bana haber vermiyor."

" Kusura bakmayın efendim özel korumalarım size haber vermeyi unutmuşlar. Bir dahaki sefer mutlaka haberdar edecekler."

" Kes dalgayı! İyi misin? Ağrın var mı? Bir şeye ihtiyacın var mı?"

" İyiyim bir şeyim yok, bak ayaktayım zaten önemli bir şey yok."

" SEN NEDEN AYAKTASIN Kİ!"

" Begüm gerçekten bağırmanı kaldıracak halde değilim tamam mı? Sonra bağırırsın şimdi yardım et de yatayım."

" Tamam gel gir koluma."

Yatağa yattığım sırada doktor da gelmişti.

" Nasılsınız Beria Hanım?"

" İyi gibiyim. Sadece hareket ettiğim zaman başıma birden ağrı giriyor. Onun dışında bileğim ağrıyor."

" Merdivenden yuvarlanmışsınız o yüzden baş ağrıları çok normal ve bileğiniz zedelenmiş. Bir kaç gün sargıda kalacak ama başınızda ki sargıyı çıkaracağız. Verdiğim ağrı kesicileri ve kremleri kullanırsanız 1 haftaya kadar toparlanırsınız."

" Peki işe gitmemin bir sakıncası olmaz herhalde."

" Bir iki gün gitmemeniz daha iyi olur. Baş dönmeleriniz çok olacak."

" Anladım teşekkürler."

Hastanede ki işlerimizi halletmiş eve gidiyorduk. Begüm onda kalmam için ne kadar ısrar etse de kendi evimde daha rahat edecektim. Kafamı Begüm'e çevirdiğimde yola dikkat kesilmiş aynı zamanda dudaklarını kemiriyordu. 

" Hadi söyle."

" Ne? Neyi anlamadım?"

" Sabahtan beri dudaklarını kemiriyorsun. Söylemek istediğin bir şey olduğunu biliyorum söyle."

" Yok bir şey sana öyle gelmiş."

" Hadi ama Begüm çocuk değilim artık. Anlayabiliyorum seni."

" Tamam o zaman soracağım ama sinirlenmek yok tamam mı?"

" Tamam sor hadi."

" Eve giren kişi, o mu acaba yani Ye-"

Devam etmesine izin vermeyip sözünü kestim.

" HAYIR!"

" Nasıl emin olabiliyorsun bu kadar Beria?"

" O değil biliyorum. Düşmeden önce gördüm onu, gözleri maviydi gördüğüm kişinin."

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin