2. BÖLÜM

106 6 7
                                    

Selam arkadaşlar bölümü tekrar yayınladım çünkü hepsi yüklenmemişti. Kusura bakmayın o yüzden. Medyada ki Begüm'ün elbisesi arkadaşlar.

Geçmiş neydi? Sürekli acı çektiğimiz, gözyaşı döktüğümüz, kırılıp incindiğimiz, aldatıldığımız bir yer mi? Yoksa en güzel anları, anıları, insanları, sevgileri, aşkları ve dostlukları biriktirdiğimiz bir yer mi? Benim için daha çok ilkiydi. Geçmişte bırakıp şuan asla gerçekleşmeyecek gerçekleştiremeyeceğim o kadar çok şey var ki, şuan keşke dediğim. Daha genç yaşının başında olan bir kıza o kadar ağır şeyler yüklemişlerdi ki, o yüklerin altında kalması kimsenin umurunda olmamıştı. Tekrardan yapabilmek mümkün müydü ki şuan? Değildi. Bir daha da mümkün olmayacaktı zaten.

"Özdemir. Yekta Özdemir."

Tek kelime. Söylediği tek kelime benim için zaman kavramını durdurmuştu. Sakin kalıp düşünmeye çalıştım. Ya sadece isim ve soy isim benzerliğiyse, ya o değilse. Peki ya gerçekten oysa...Böyle bir ihtimalin var olması boğazıma bir yumrunun oturmasına neden oldu. Biri sanki eliyle boğazımı sıkıyor nefes almamı engelliyordu. Hızlıca kendimi bahçeye atıp ağaçların arasındaki salıncağa oturdum. Serin hava birazcık kendime gelmemi sağlamıştı. Arkamdan gelen sesle o tarafa döndüğümde Gaye'nin bu tarafa geldiğini gördüm. Yalnız kalmak şuan en ihtiyacım olan şeydi. Gaye'yi yanımdan göndermek için konuşacağım sırada bana fırsat tanımadan kendini yanıma atıp konuşmaya başladı.

"İyi misin Beria?"

"İyiyim, iyiyim bir şeyim yok alkol çarptı herhalde ondan başım döndü."

"Emin misin? Titriyorsun da."

"Evet eminim. Rüzgardan dolayı titriyorum geçer birazdan." 

Şüpheli bakışları üstümde gezinmeye devam ediyordu. İnanmamıştı. Kim olsa inanmazdı bu saçma bahanelere zaten.  

" Beria, kim bu Yekta? Sen tanımıyor musun?'

"Hayır. Tanımıyorum. Okulda bir çok kişi var herkesin ismini aklımda tutamıyorum maalesef."

"Oysaki o seni baya iyi tanıdığını söylemişti. Uzun bir süre arkadaş olduğunuzdan falan bahsetti."

"Öyle biriyle hiç tanışmadım Gaye. Anlayabiliyor musun söylediklerimi? Yoksa tekrar edeyim mi?"

"Bu kadar sert çıkışacağını tahmin etmemiştim, sadece bir soruydu gerilmene gerek yok."

" Gerilmedim. Basit bir soruyu neden bu kadar büyüttüğünü anlayamadım sadece."

Daha fazla konuşmasını istemiyordum.

" Gaye izin verirsen biraz burada kalmak istiyorum. Tek başıma."

Söylediğimi duymamış gibi yanımda kalmaya devam ediyordu. Tekrar etmek için baktığım sırada az önce içerde baktığı gibi dikkatlice bana bakıyordu. Gözleri bir şeyler söylemek istediğini gösteriyordu. Bir şeyler söylemesini bekledim, içindekileri dökmesini ama susup gitmeyi tercih etti. Gözlerinde biriken yaşlarla birlikte.

 Bunu fazla düşünmemeye karar verip asıl konuya odaklandım. Yıllar sonra tekrardan gelebilir miydi buraya? Tekrardan karşıma çıkabilir miydi? Hangi yüzle gelecekti? Nasıl bakacaktı yüzüme? Gaye ile nasıl tanışmışlardı? Aralarında bir şeyler mi geçmişti? Gaye üzerinden bana mı ulaşmaya çalışıyordu? Bunun olma  ihtimali bile midemi bulandırmaya yetecek bir düşünceydi. Onu kullanarak bana ulaşmaya çalışması içimin korkuyla dolmasına yetiyordu. Onun olmama ihtimali ise biraz olsun rahatlamamı sağlıyordu. Sadece bir benzerlik olması en büyük temennimdi.  

Düşünceler kafamı meşgul ederken zamanın nasıl geçtiğini, soğuktan titrediğimi bile fark etmemiştim. Hızlıca içeri girdiğimde sıcak havayla anında gevşemiştim.  Herkesin bir yere toplanması pastanın kesilip asıl partinin daha yeni başlayacağını gösteriyordu. Begüm'de gelince çok beklemeden pasta kesilmiş herkes hediyesini vermeye başlamıştı. Herkes verdikten sonra en son ben gittim yanına. Arkası dönük olan arkadaşımın boynuna kolyeyi takarken bir yandan da doğum gününü kutluyordum

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin