10.BÖLÜM

49 3 1
                                    

Multideki güzeller güzeli Beriamız arkadaşlar. Giydiği kıyafette fotoğrafta mevcut.

----------------------------------------

" Ben yapmadım."

Tek cümlesi bile içimin bir nebze olsun rahatlamasını sağlamıştı. Aklım her ne kadar yalan söylediğini bana fısıldasa da, kalbim inatla tam tersini haykırıyordu. Kalbimin haklı olması için dua ediyordum. Çünkü çakırların katil olmasına dayanamazdım.

Masaya döndüğümüzde herkesin meraklı bakışları üstümüzdeydi. Çakırlar umursamaz şekilde yerine geçince, insanlara bir açıklama yapmak zorunda hissettim kendimi. Haluk Bey'in bakışları, daha sonra bunun hesabını sorarım der gibiydi, o yüzden şimdi herkese söyleyip ondan da kurtulmak en iyisiydi.

" Kusura bakmayın geciktim. Acil bir telefon görüşmesi yapmak zorunda kaldım."

Çakılarla beraber olduğumu tabiki de söyleyemezdim. Ne demem gerektiğini de bilmiyorum zaten. Açıklamam her ne kadar onları tatmin etmese de üstünde duran kimse olmaması benim hayrımaydı. Çakırlara bakmak için kafamı kaldırdığımda onunda pür dikkat beni izlemesi şaşırtmamıştı. Yemek boyunca beni izlediğini kendi de itiraf etmişti. Ahh birde bacaklarımı... adi herif.  Göz kırpıp imayla sırıtmasına göz devirerek karşılık verdim. Ne bekliyordu, onun için ayılıp bayılmamı mı? Ayrıca az önce sanki hiçbir şey olmamış gibi davranması gözümden kaçmamıştı. O rahatsa, ben ondan daha rahatım. 

Nihayet yemek faslı da bitince gitmek için ayaklandık. Haluk Beyler önde yürürken, ben ve Azer arkada onları takip ediyorduk. Tam tersi olması gerekirken, Azer benimle yürüyordu. Bu ayrıntı beni mutlu etse de takılmamam lazımdı. Kalp sağlığım için en iyisi buydu çünkü. Birden belimde hissettiğim elle yerimden sıçradım. Artık aşina olduğum kokuyu yakınımda hissedince, elin sahibini de anlamıştım. Bu adam bana temas etmekten vazgeçmeliydi acilen. Kafamı kaldırıp gözlerimizi buluşturdum. Tepkimi ölçtüğü belliydi. Karşı koymazsam devam edeceğini biliyordum. Sağ tarafa doğru hareket edip elinin belimden düşmesini sağladım. Kahrolası boşluk hissi yine bedenimde baş göstermişti. Hareketime bozulduğu belliydi ama olması gereken buydu. En azından benim için buydu. Kendime verdiğim sözü unutmamam gerekiyordu.

" Her fırsatta bana yaklaşmaktan vazgeçin."

" Sizli bizli mi olduk şimdi."

" Olması gereken bu. Sizde ona göre davranın bundan sonra ve bana yaklaşmayın."

" Peki, yaklaşmadan duramıyorsam ne yapmamı önerirsiniz?

Siz kısmını vurgu yaparak söylemesini görmezden geldim.' Söylediklerimi dinlememeni istiyorum' diye bağırmama az kalmıştı.

" Kendinize hakim olun o zaman. Nasıl hakim olursunuz bilemem ama söylediklerimde ciddiyim."

 Tavrımdan ödün vermeyişim onunda ciddileşmesini sağlamıştı nihayet. Karşımda gülmeye devam etseydi yelkenlerimi suya indirmeme neden olacaktı.

" Emin ol bundan sonra bana yaklaşmak isteyen sen olacaksın."

Şuan bile kendimi zor tutuyordum. Son sözünü söyledikten sonra yanımdan hışımla geçip arabasına bindi. Belki söylediklerim ona saçma gelebilirdi ama onu tanımadan bu kadar yakınında olamazdım. Özellikle hakkında söylenenler içimi yiyip bitirirken adım atamazdım. Sorsam söylemeyeceğini biliyordum o yüzden kendi imkanlarımla öğrenmem gerekiyordu. Belki o zaman bir şansım olurdu. 

----------------------------------------------------------------------

Tekrar okula döndüğümüzde, Haluk Bey konuşmak için odasında onu beklememi emretmişti. Neden emekliliğinin tadını çıkarmıyordu bu adam. Nihayet teşrif ettiğinde onaylamaz bakışlarla beni süzüyordu. Açıkta bir şey mi var demek istesem de tuttum kendimi. Bakışlarının sebebi yemekte ortadan kaybolmamdı zira.

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin