14.BÖLÜM

34 2 4
                                    

Uçmak için kanatlarımı açtığımda yine kanatıp atmışlardı bir köşeye. Umutlanmak yasaktı bana. Mutlu hissetmek yasaktı. 

Önümdeki manzara öfkenin damarlarımda kol gezmesine sebep oluyordu. Yine ve yine Azer tarafından kandırılmanın acısını yaşıyordum. 

Yakınlığı, benliğimi ele geçirdiğinde mantığım devre dışı kalıyordu. Onun gerçeklerini unutup, teslim oluyordum. 

Oysa şu an gördüklerim bana gerçeği bir kez daha acımasızca haykırıyordu. Kalbim ellerinde bir kez daha parçalanmıştı.

Buraya ait değildim. Bu oda da fazlalıktım. Gitmek için yanıp tutuşuyordum ama bacaklarım bana ihanet edercesine hareket etmekten acizdi.

Karşımdaki kadının ezici bakışları altında bekliyordum öylece. Bana bir ömür gibi gelen sessizliğin ardından nihayet konuştu.

" Senin burada ne işin var Selcan?"

Sesindeki sinir hissedilir nitelikteydi. Selcan denen kadın ise bunu umursamadan yılışık tavırlarıyla kucağında yerini almıştı.

" Seni özledim. Sapanca'dan döneceğini haber vermeyince merakta ettim."

Zihnim bana gerekli anıları sunarken, karşımdaki ikiliye yöneldi bakışlarım.

Bu oydu. Azer ile öpüşen kadındı. Gözümün önüne gelen görüntüler bir kez daha içimi burktu.

Allak bullak olmuştum. Her şey kafamda tam anlamıyla oturmuştu. Sevgililerdi.

Sevgilisini özlemek en büyük hakkıydı değil mi? Peki neden bana bir gram geçmemişti bu özlem? Azer'e baktığımda, aşinası olduğum gergin yüz hatlarıyla bakıyordu karşısındaki kadına.

Bakışlarımı hissetmiş gibi benden tarafa döndüğünde anında gözlerimi kaçırdım.

" Ben gitsem iyi olacak."

Sesimi kaybolduğu yerden nihayet bulduğumda, sözlerim sanki kaybolacakmış gibi bir çırpıda dökülmüştü dudaklarımdan.

Hızlı ve aceleci adımlarım sonunda kapıya ulaştığında kendimi direk dışarıya attım. Arkamdan kapattığım kapının ardından kopan gürültü merak uyandırsa da durmadım. Azer'in sesi yankılanmaya devam ederken, ben duymam gerekeni duymuştum zaten.

" Bir daha sakın beni öpme!" 

Böyle bağırmıştı o kadına. Peki neden? Sevgilisi olduğu kadından niye böyle bir şey istemişti? 

Her gün Azer hakkında farklı bir gerçeğe uyanıyordum. Bana yakınlık gösterirken bu kadının varlığından nasıl utanmamıştı?

Bugün ilk kez azda olsa birbirimize olan duvarlarımızı indirmiştik. Sonunda yine hüsran olduğunu bilmeden medet ummuştum ondan. Farklı olacağını düşünmüştüm. 

Dışarıda taksi beklerken, önümde duran arabaya şüpheyle baktım. Tedirgin bakışlarım altında arabadan inen şoför, bulunduğum yerin kapısını açmıştı.

" Beria Hanım, araba sizin için hazır. buyurun."

Benim bu arabaya bineceğimi düşünecek kadar salak mıydı bu adam? Ona ait hiçbir şeyi istemediğimi dile getirmeme rağmen hem de.

" Teşekkürler ama taksiyi ararsanız eğer daha iyi benim için."

" Azer Bey, kesin emir verdi Beria Hanım. Binmemeniz dahilinde size eşlik edeceğim eve kadar."

Her şeyi ayarlamıştı yine. Binmeme ihtimalimi bile çürütmüştü. El mecbur bindiğimde, arkamızdan yine koruma sürüsü bizi takip ediyordu. 

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin