Hayatımda kendimi ilk kez bu kadar çaresiz hissediyordum. Elimden gelen hiçbir şey yoktu onun için ağlamaktan başka. Azer'in kanlar içinde yatan bedeninin yanında ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.
Ambulansı aramamın üstünden ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum. Bana saatler gibi gelen sürenin ardından nihayet ambulansın sesini duyduğumda ilk kez gülümsedim. Sedyeye alınmadan önce kulağına söylediklerim aslında ona değil kendimeydi.
"Yaşiycaksın Azer, yaşamak zorundasın. Ayağa kalktığın güne kadar seni bekliycem."
Ambulansın arkasından ben de arabaya binip direk Begüm'ü aradım. Ağlayan sesim onuda panikletmişti.
"Begüm,Azer..." Hıçkırıklarımın böldüğü cümleyi tamamlamak istemiyordum."Beria sakin ol canım. Ne oldu Azere?"
"Azer ölüyo Begüm." Kendime bile itiraf etmekten kaçındığım şeyi dile getirmiştim. Ölücekti ve ben hiçbir şey yaramayacaktım.
" Ne demek ölüyo? Doğru düzgün anlat şunu."
"Azer vuruldu Begüm, benim yüzümden vuruldu. Ben hastaneye gidiyorum sen de gel."
"Beria kendine hakim ol. Ben de yarım saate gelicem yanına."
Hastaneye vardığımızda direk ameliyata aldılar. Bunun son görüşüm olma ihtimali beni yiyip bitiriyordu.
"Beria!" Begüm'ün sesini duymamla kendimi kollarına attım.
"Beria, ne olur sakin ol. Kendini kaybetme Azer'in sana ihtiyacı var. Uyandığında seni böyle görmek istemez."
"Uyanıcak değil mi Begüm?" Bu daha çok kendime sorduğum bir soruydu. Uyanması için her şeyi yapardım.
"Tabiki uyanıcak. O uyanana kadar sen de kendini toparla ve dik dur."
"Öyle şeyler oldu ki Begüm, vurulmadan önce hem ben hem o birbirmizi yine kırdık. Bunları telafi etmeden ölmesini istemiyorum."
"Olanları geri alamayız Beria, şu an önemli olan yaşananlar değil Azer'in durumu."
"Ben hiç yaklaşmamalıydım Azere. Etkisine girmemeliydim. Bana ne oldu bilmiyorum Begüm, onu görünce aklım yerinde durmuyo bir şekilde dibinde buluyorum kendimi."
"Onu seviyorsun çünkü."
Hiç düşünmediğim bu konu ilk kez yüzüme vuruluyordu. Onu seviyor muydum? Bilmiyorum. Benim için bu hissettiklerim hoşlantıdan öteye gitmiyordu.
"Onu sevmiyorum. Hoşlantı diyebilirim ama sevgi değil."
"Ne hissettiğinin sen bile farkında değilsin. Bunu anlaman için daha çok zamanın olucak o yüzden şimdi bunları bir kenara bırakalım."
"Sana anlatmam gereken şeyler var. Azer'in durumu netleşendikten sonra konuşalım."
"Sen nasıl istersen."
Yaklaşık 2 saatin sonunda ameliyat bitmişti. O sarsılmaz gibi duran adam şimdi yoğun bakımda yatıyordu.
Begüme olanları anlatmıştım. Hiçbir tepki vermemeden sadece yüzüme bakmıştı. Ben bile bir şey diyemezken ondan cevap beklemek saçmaydı zaten.
"Beria bir şey yemedin bari kahve felan iç."
"İstemiyorum."
"Ne düşünüyorsun Azere bakarak."
"Bir çok şey, hangisini anlatayım."
"Azer'in korumaları hastanenin her yerinde. Sen de kendine dikkat et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERİA
Genç Kız EdebiyatıUğruna canımı vereceğim adamın ihanetiyle karşı karşıyaydım. Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum. Kapıya koşmamla saçlarıma yapışan eli hedefime ulaşmama izin vermemişti. " Benim olma günün geldi Beria. Burdan kurtulamazsın. Burası senin çıkmazı...