22.BÖLÜM

36 3 3
                                    

Yeniden bana uzatılan el var olduğum müddetçe hep uzatılacaktı. Tutup tutmamam önemli değildi elbette tutmasam bile zorlanıcaktım.

Ayağa kalkıp hiçbir şey söylemeden yürümeye başladım. Onunla gidicek olsam bile şimdi değildi. 

Peşimden geldiğini biliyordum. Biraz sonra yanımda yerini alınca sessizce yürümeye başladık. 

Azer yokluğumu fark etmiştir. Biraz sonra beni bulmuş olur, Yekta ile sonu olmayan bir kavgaya girişirdi. Düşüncesi bile insanı yoruyordu. 

"Azer birazdan beni bulmuş olur, gitmen gerekiyor."

"Seni almadan gitmem." 

"Ne seninle ne Azer ile gelirim. Peşimi bırak ki o da benden uzak kalsın."

"Yıllar sonra seni böyle bulmuşken nasıl bırakayım?"

"Bizim için bir şey değişmedi, sakın kafanda bir şeyler kurma."

"Beni affetmeye başladığını biliyorum."

"Yanılıyorsun."

Konuşmak için dudaklarını aralasa da bir şey söylemedi. Araba bir hayli uzağımızda kalmıştı ve daha ne kadar böyle yürüyeceğimizi bilmiyordum. 

"Gaye ile aranda ne var?"

Cevabı bilsem de Azer bir kere içime kurt düşürmüştü.

"Sandığın gibi bir şey yok."

"Geldiğin ilk gün Gaye seni sevdiğini söyledi."

Yolda durmasıyla bu itirafı beklemediği belliydi. 

"Gaye'nin hislerini biliyorum ama benim için böyle bir şey söz konusu değil ve olamaz."

"Anladım."

Daha fazla konuşmak istemediğim için yürümeye devam ettim. 

Bir süre sonra duyduğumuz araba sesiyle ikimizde durduk. Kimin geldiğini biliyorduk. Bıkkınca bir nefes verip Yekta'ya döndüm.

"Git dediğimde gitmeliydin."

"Elimi uzattığımda benimle gelmeliydin."

Azer arabadan inip tam karşımızda alkış tutturarak ezici mavilikleriyle bizi süzdü. Gecenin karanlığında sadece onun alkış sesleri vardı.

"Kes artık şunu."

Cılız sesim benim bile duyamayacağım kadar az çıkmıştı ama o beni anında duymuştu.

Şeytani şekilde parlayan mavileri vücuduma iğneler batırıyordu. 

"Yan yana bayağı iyi duruyormuşsunuz siz."

"İltifat için buraya kadar zahmet etmene gerek yoktu." Yekta'nın sesiyle gözlerini benden çekip ona döndü. 

"Ah be Özdemir. Bir teşekkürü çok mu gördün gerçekten."

Bu sakin hallerinin sonunun iyi sonuçlanmayacağını adım gibi iyi biliyordum ama Yekta'nın bundan haberdar olduğundan emin değildim.

"Yekta cevap verme."

"Emir büyük yerden geldi Özdemir, ama eteğini sıkı tut her an kuş olup uçabilir."

"Azer git buradan."

"Bu itin peşinden mi gidiceksin?" 

Yekta üzerine yürüyünce önüne geçip onu durdurdum.

"Ne seninle ne onunla bir yere gitmiycem demekten çok yoruldum."

"İkimizi birden idare etmek varken neden birimizi tercih ediceksinki zaten."

İstemsizce küçük bir kahkaha atıp yüzüne dik dik baktım. 

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin