23.BÖLÜM

23 3 3
                                    

Hissizdim. Ne tek bir cümle söylemek istiyordum ne de daha fazla bir şey duymak istiyordum.

Yekta Gaye'den uzaklaşmış bir köşede öylece susup oturuyordu. Dokuz ay sonra baba olucaktı. Hayatta en çok istediği şeye kavuşacaktı.

Birlikte kuracağımız ailenin hayali gözümün önünden geçerken boğazımın düğümlenmesine engel olamıyordum.

Şimdi ikimizde bambaşka hayatlara adım atıyorduk ama asla mutlu değildik.

Azer yanımdan bir adım olsun ayrılmamıştı. Her an uçup gidecekmişim gibi sıkı sıkı kolumu tutmuş olanları seyrediyordu.

Ölüm sessizliğini bozan yine Yekta oldu.

"O bebek benim olamaz. Yalan söylüyorsun."

Gaye yanına gidip tekrar elini karnına götürdü.

"Senin çocuğun olduğunu çok iyi biliyorsun. İnkar etmek şu an tek çaren gibi gözükse de yanılıyorsun."

Azer'in kolunu sıkıp bana bakmasını sağladığımda bakışlarımdan gitmek istediğimi anında anlamıştı.

Azer destek olmak için kolunu belime sardığında aramızdaki çekim yeniden ortaya çıktı.

"Beni arabada bekle."

Arabaya binmek için uzaklaştığımda Yekta'nın sesi yeniden duyuldu.

"Şimdilik gitmene izin veriyorum Beria ama bu hamilelik saçmalığının aslı ortaya çıktıktan sonra soluğu yeniden senin yanında alıcam."

"Sen Beria'yı bırak doğucak çocuğunla ilgilen Özdemir."

"Sıra sana da gelicek Azer merak etme."

"E o zaman bize müsaade seni bekliyor olucaz."

Araba uzaklaştığında son kez arkamızda bıraktıklarımıza baktım. Gaye Yekta'ya sarılmış ağlıyordu.

Bundan sonra birbirlerinden başka kimseleri yoktu. Birde çocuklarından başka.

Azer pür dikkat yola bakıyordu. Konuşmak istiyordum ama surat ifadesi bunun iyi bir fikir olduğunu göstermiyordu. 

Cesaretimi toplayıp sormaktan bıktığım o soruyu sordum.

"Nereye gidiyoruz?"

Bıkkınca bir nefes verip cevap vermeden yola bakmaya devam etti. 

"Ben eve gitmek istiyorum. Sürekli oradan oraya çekiştirmeyin artık."

Göz ucuyla beni süzdü. Hali tavrı bildiğim Azer'den faklıydı bugün.

"Evine götürüyorum seni."

Bugün gerçekten tuhaftı bu adam. Normal şartlarda benimle geliceksin diye canımdan bezdirmesi gerekirken ben bir şey söylemeden istediğimi yapıyordu.

"Sen iyi misin?"

Komik bir şey söylemişim gibi güldü.

"Olanlardan sonra bu soruyu benim sana sormam lazımdı ama cevap vermem gerekirse uzun zamandır iyi değilim."

Aptallık yapıp neden diye sormiycaktım. Konuyu kapatmak en iyisi olucaktı.

"Neden diye sormiycak mısın?"

"Hayır. Konuşmak istemiyorum."

"Sen nasılsın?"

Ben de bilmiyordum nasıl olduğumu.

"Bilmiyorum."

"Yekta'nın çocuğuna annelik de yaparsın artık."

Söylediğine gülsem mi ağlasam mı karar veremedim. Hala daha aynı şeyleri konuşmaktan fazlasıyla sıkılmıştım. Bu sefer onun istediği gibi cevap vericektim. 

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin