25.BÖLÜM

29 2 2
                                    


Dakikalarca süren sessizliğe rağmen kulaklarımda hala daha silah sesi yankılıyordu. Korkudan nefes bile alamıyor, olduğum yerde öylece duruyordum. Azer bedenimi kalkan gibi sarmıştı.

Buradaydı ve benim için yeniden gelmişti. 

Azer üzerimden kalkarken beni de dikkatli bir şekilde kaldırdı. Dengemi sağlayamadığım için bir elini belime sarıp destek oldu.

"Buradan hemen gitmemiz lazım Beria, hadi."

Korkudan zangır zangır titriyordum. Bacaklarımın kanı çekilmiş gibiydi. 

"Beria, kendine gel güzelim hadi."

Ellerini yüzüme yaslayıp yüzümü yüzüne eşitledi. Gözlerime beklentiye bakıyordu.

"Buradan hemen gitmemiz gerek hemen."

Zihnime Azer'in vurulduğu gün yerde yatan kanlı bedeni gelince hıçkırıklarıma engel olamadım.

Hıçkırıklarım bedenini kasarken beni kendine yaslayıp sarıldı. Ellerimi boynuna dolayıp kafamı göğsüne yasladım. 

"Beria, sana zarar gelmesine izin vermem. Korkma güzelim."

Sesindeki endişe anlaşılır şekildeydi. Açılan kapıyla adımlarım geriye kaydı.

"Beria, gitmemiz lazım beni anlıyor musun?"

"Azer, dışarıda...Orada yine."

"Beria, kimse yok hadi güzelim."

Bedenimi daha sıkı tutarak ikimizi de çıkardı. Arabanın kapısını açıp bedenimi usulca koltuğa yerleştirdi. Kendisi de bindiğinde hızla arabayı çalıştırıp biraz önce cehenneme dönen evi ardımızda bıraktık.

Önümde kayıp giden yola endişeyle bakıyordum. Biz mutlu olamayacaktık. İçimde yeşeren umut tohumlarına ölüm toprağı atılmıştı bugün.

"Sana söyledim! Bizi rahat bırakmiycak!"

Elini sertçe direksiyona vurup, ateş gibi yanan gözlerini bana çevirdi.

"O orospu çocuğunun bir şey yapmasına izin vermem."

"Onun hedefi sensin."

"Beria ikimize de bir şey yapmasına izin vermiycem. Gerekirse onu diri diri toprağa gömerim ama izin vermem."

Korku ve sinirden delirmek üzereydim. 

"Onu tanımıyorsun, bilmiyorsun. Onun bir sınırı yok, durmaz, anlamaz."

"Beria, kes sesini! Tek kelime daha edersen azrailin ben olucam."

Yine başa dönmüştük. Hayal kırıklığıyla gözlerine baktım, biraz olsun bana hak vermesini istiyordum. Öfkesinin ateşini gözlerime sunmaktan başka bir şey yapmadı.




Önünde durduğumuz eve göz ucuyla bakıp onu beklemeden arabadan indim. Kapının önünde arkam ona dönük şekilde yanıma gelmesini bekledim. Arkamda hissettiğim bedeninin sıcaklığı titrememe neden oldu. 

Kapıyı açtığında telaşla içeri adımlayıp ondan uzaklaştım. Azer kapıyı kapatıp belimden beni kendine çektiğinde sinirle ona döndüm.

"Beni buraya getirmene ses çıkarmadım diye, söylediklerini unuttuğumu sanma."

"Bana bir daha sırtını dönme."

"Yine başa döndün. Emir cümleleri, öfkeni benim üstümden çıkarmalar, ne zaman normal insanlar gibi benimle konuşmayı deniyceksin merak ediyorum."

BERİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin