Bölüm 17: Yeni başlangıç

206 98 67
                                    

Öyle bir an gelir ki,bazı yolların dönüşü,bazı hataların özrü,bazı insanların anlamı olmaz!

Turgenyev

Edward'la yaşanan olayın üzerinden 2 hafta geçmişti. O günden beri hiç karşılaşmamıştık. Bazen duygusal olarak zorlansam da,sorumluluklarımdan kaçıp,buralardan uzaklaşmayı asla bir seçenek olarak sunmamıştım kendime. Her ne olursa,olsun işimi layığınca yerine yetirip,bana güvenenleri hüsrana uğratmamalıydım.

Toplantı odasında oturmuş,halkımdan gelen problem ve isteklerin yer aldığı evrakları okuyordum. Odanın büyük,kahverengi,üzeri altın rengi işlemelerle kaplı kapılarından gelen 3 kez tekrarlanan tıklama sesi bütün salonda yankılanınca,ortama hakim olan sükunet bozuldu birden-bire.

"Gele bilirsiniz!"

Kapıdan gelen gıcırtı sesi boş salonda yankılandıktan sonra muhazfızlardan biri gelip,önümde diz çöktü.

"Kraliçem,dışarıda sizi görmek isteyen biri var!"

"Kimmiş?"

"Şey...Edward Saltzma...-"

Muhafız daha lafını tamamlayamadan "Sakın onu içeri almayın!" diye sesimi yükselttim öfkeyle. Bu ne cüret?!Bu cüreti nasıl bulmuştu kendinde?!

Muhafız salonu terk ettikten sonra,pencereye yaklaştım yavaşça. Edward elleri ayaklarına girmiş durumda,aşağıda içeri davet edilmeyi bekliyordu. Muhafız ona izin vermeyince,sinirinden bahçedeki küçük heykellerden birini devirip arkasına bakmadan sarayı terk etti.

Onu görünce duygulanır gibi olsam da, kendimi tutmayı başarmıştım. Bu yüzsüzlüğü yüzünden bulanan midem için aynı şeyi söyleyemem tabi!

***

Edward saraya o günkü ziyaretinden sonra şimdiki gelişi de dahil 2 kez daha gelip,benimle konuşmaya çalışmıştı. Buna bir son vermesi gerekiyordu artık. Onunla konuşmadığım taktirde bunun böyle devam edeceğini bildiğimden bu kez onun karşısına çıkmaya karar verdim ben de. Ama kalbinin çirkinliği sarayı kirletmesin diye,onunla ormanlık alanda konuşmakta karar kıldım.

Edward ilk başta beni görünce şaşırmış gibi olsa da,daha sonra toparladı kendini. Hiç bir şey söylemeden onu ormanlık alana götürdükten sonra konuşması için ona fırsat tanıdım. Ben onunla aramızdaki mesafeni korumak konusunda oldukça niyetliyken, o bana dokunmaya çalışınca, "Dokunma bana!" diye bağırdım.

"Sen canına mı susadın? Ne yaptığını sanıyorsun?! Sana karşıma çıkma demedim mi ben?" diye hesap sormaya başladım yine az önceki tüm sakinliğim kaybolunca.

"Bak Triss,seninle konuşmak istiyorum,lütfen beni bir dinle..."

"Dinleyeceğim bir şey yok! Her şeyi gözlerimle gördüm! Yanlış olsa bile,bunu asla aff edemem,anladın mı? Bir daha karşıma çıkma!"

"Ama Triss..."

"Sen hayatımda gördüğüm en iğrenç adamsın! Def ol hayatımdan! Seni görmek istemiyorum!"

"Tamam,eğer sen mutlu olacaksan,öyle olsun...!" diye bağırdıktan sonra,kurta dönüşüp uzaklaştı yanımdan.

Bir insan bu kadar yüzsüz ola bilir miydi ya? Beni bu hale getiren insan,sen mutlu olacaksan senden uzak duracağım diyor! Tezadın böylesi...Öfkemi yine tazelemişti aşağılık herif!

11 ay sonra...

Edward'la yaşadığım olayların üzerinden neredeyse,bir yıl geçmişti. Artık kendimi toparlamakla kalmayıp,hatta eskisinden daha iyi hiss ediyordum. Edward... Edward onu son redd ettiğimden beri hiç karşıma çıkmamıştı. Açıkçası,artık karşıma çıksa bile bir şey hiss etmezdim. Çünki  o gün gözümden öyle bir düşmüştü ki,ona karşı her hangi bir hiss duymuyordum artık. Ne sevgi,ne nefret,ne acı,ne keder... Artık o benim için,dışarıda gezen her hangi bir insandan farksızdı! 

Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin