Bunun üstesinden gele bilir miydim peki?! Attığım bu geri dönülemez adımdan sonra,beni nelerin beklediği konusunda fikirsizdim...
Konuşmam bittikten sonra,diğer vampirlere nazaren daha iyi giyinimli biri öne çıkıp,kendini bana taktim etti.
"Bayan Triss,saygılarımı sunarak söylemek isterim ki,ben Jacob'ın danışmanı Antoan Baker.Yani danışmanıydım...İzninizle söylemek isterim ki,tahta böyle istediğiniz gibi gelip oturamazsınız.Önce konseyin toplanması lazım.Konsey sizi test ettikten,kararlarınızı,vampir krallığını nasıl yöneteceğinizi ve s.gibi şeyleri sorup, öğrendikten sonra tahta geçip-geçemeyeceğinize karar verecektir. Tabii bilmenizi isterim ki,Blackmoon soyadını taşımanız, verilecek kararı olumlu yönde etkileyecektir! "
Antoan Baker'in konuşmasından sonra,her şey benim için daha da netleşmişti ve tahmin ettiğim gibi beni daha karmaşık prosedürler bekliyordu. Gerçi öyle olmasa çok garibime giderdi doğrusu...
Tanrım! Ben ve koca krallığı idare etmek... Ha, bir de sadece vampirleri değil,her 3 türü! Çünki,ben bir beyaz kurt olduğumdan tüm kurtların alfasıydım.Cadı babaannem de ilk cadı olduğundan ,onun soyundan gelen tek cadıydım.Vampir kısmı üzerindeki hakimiyyetimi de Blackmoon soyadı sağlıyordu...
"Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.Konsey ne zaman toplanacak?" diye sordum Antoan'a.
"2 gün sonra.O zamana kadar sizin verdiğiniz hiç bir karar geçerli olmayacaktır!"
"Anladım,umarım bu 2 gün içerisinde kanunları çiğnemezsiniz.Bence kanun ve düzenin başına buyruk vampirler tarafından bozulmaması için bu süre zaafında Jacob'un öldüğü haberini dışarı sızdırmazsak,bir problem çıkmayacaktır..."
"Siz nasıl isterseniz...Bu işi ben hall ederim."
"Tamam, teşekkür ederim! Şimdi izninizle ben geri dönmeliyim.2 gün sonra sabah erkenden burda olurum.O zamana kadar buradaki tüm işleri sorunsuz bir şekilde hall ede bileceğinize inanıyorum!""Bana güvene bilirsiniz!" dedi Antoan önümde eğilip,geri çekilerek.
Aslında Antoan'ı daha bir kaç dakikadır tanıyordum,ama nedense,onun iyi bir adam olduğu hissi dolmuştu içime.Ayrıca elimden başka bir şey gelmezdiki...Bu iki gün içerisinde diğer işlerimi düzene sokmalıydım.
Antoan'la konseyle ve yapmam gerekenlerle de ilgili konuşduktan sonra,Edward'la birlikte sarayı terk ettik.Çok yorgundum! Hem fiziken,hem de ruhen...Vücudumun her kemiyi sızlıyordu.Ben vücudumdaki ağrılara odaklanmışken, Edward'ın suratını astığını fark edince,ona doğru döndüm konuşmak için.
"Bir şey mi oldu,canım?!" diye sorduğumda onun da bakışları bana doğru döndü.
Öncesinde "Hiç bir şey yok!" diye lafı geçiştirse de,ben ısrar edince,konuşmaya başladı tekrar.
"Triss,o da neydi öyle?! "
"Ne neydi? " diye sordum merakla.
"Şu kraliçelik mevzusunu diyorum!"
"Bilmiyorum Edward,vampirler bize öyle saldırmak isteyince,ani refleks olarak yaptım sanırım..."Aslında ben de neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyordum.Belki de bu kanımda vardı.Belki de sorumluluklarımın farkına varıp,kaçmak istemedim...Bilmiyorum!
"Bundan hoşlanmamış gibi gözüküyorsun.Artık bir kraliçenin sevgilisisin!" söyledim gururla.
"Özür dilerim canım!Her şey çok çabuk gelişti.Tebrik ediyorum!Çok güzel bir kraliçe olacaksın...diye yapmacık bir şekilde gülümseyip,yanağımdan öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~
Fantasía✨🌿Hikayeden kısa bir alıntı🌿✨ O güne kadar tek istediğim elimde olanlara şükr edip,hayallerim uğrunda savaşıp,başarılı olmaktı... Ama o günden sonra hayatımın tepe taklak olup,180 derece değişeceğini nereden bile bilirdim ki?! Hayatıma bomba gibi...