Klaus'tan (40 dakika önce)
Bedenimi esir almış öfke,etraftaki bütün vampirleri göz kırpmadan öldürmemde bana yardımcı olmuştu. Kızımın ne halde olduğunu bilemediğim için,bu öfke daha da artıyor,kontrolümü kaybetmeme neden oluyordu. Kendimi öylesine kayb etmiştim ki,artık öldürecek tek bir vampirin kalmadığını yalnız,Morgana beni durdurunca anlamıştım. Artık bu yıkık binanı koruyacak tek kişi kalmadığı için,içeri rahatça gire bilirdik. Ama tam girecekken,kalın ve hafif paslı olan kapı,gıcırtılı bir şekilde açılınca,uzun boylu,yüzünden şerefsizlik yağan bir vampir alayedici alkışlarlıyla bizi karşıladı.
"Bravo,ilk turu geçmişsiniz bakıyorum!"
"Sen de kimsin lan,şerefsiz?! Kızımı hemen geri ver! Yoksa,bundan sonra olacaklar eminim hiç hoşuna gitmeyecek!"
Karşımdaki herif bu söylediklerim karşısında yüzündeki alaycı gülümsemeni öfkeli bir bakışla değiştirdi. Daha sonra yeniden dudağının kenarını kıvırarak mânâsız konuşmasına devam etti.
"Ben Khai Pierce! Aleksandr Pierce'ın tek oğlu!"
"Ha,şu korkak Aleksandr mı?Gerçi ne oldu ona?!" dedim alay edercesine.
"Babam hakkında düzgün konuş!O sürtük kızın babamı öldürdü!" dedi Khai kükreyerek.
Şaşkınlıkla Morgana'ya bakarak,Khai'ın doğruyu söyleyip,söylemediğini öğrenmek istedim.
"Aleksandr,Triss'in tahta geçeceği gün ona komplo düzenleyip canına kast etmeye çalıştı. Triss de onu cezalandırdı!" dedi Morgana umursamaz bir tavırla.
"Ah benim küçük kızım. En iyisini yapmış! Hainlerin sonu ölümdür!" dedim gururla.
Bu söylediğime karşılık,
"Görürsünüz siz ölümü! Kızınızın leşini atacağım şimdi önünüze!" dedi Khai alayla.Duyduklarım karşısında kontrolümü kaybedip,boğazına yapıştım sinirle.
"Ne yaptın kızıma?!" dedim kükreyerek.
"Triss geberdi! Layık olduğu şekilde,acı çekerek!" dedi kahkaha atarak.
"Pislik herif,ne yaptın kızıma?!"
Daha soruma cevap alamamıştım ki,arkadan Morgana'nın sesini duyunca,ona döndüm o anki refleksle. Arkamda on beşe yakın vampir ve bir cadı vardı. Vampirlerden biri Morgana'nı boğazından yakalayıp,göye kaldırmıştı.
Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken,arkamdan üzerime atlayan bir vampir,sendelememe ve Khai'ın elimden kurtulmasına neden olmuştu. Madem onlar savaş istiyordu,onlara istediklerini verecektik!
Üzerime atlayan vampiri boğazından yakalamış,kalbini sökmüştüm saniyeler içerisinde. Antoan'ın Morgana'nı kurtardığını görünce,onlara vampirlerin işini bitirmeleri için işaret ettim. Bense,Khai'a odaklandım...
Drake'ten: (şimdi)
Gözlerim Triss'in cansız yüzüne kenetlenmiş,küçücük bir yaşam belirtisi için yalvarıyordu. Boğazıma oturmuş olan düğümden ne bağıra,ne de ağlaya biliyordum. Kendimde değildim sadece... Karanlıkta haps olmuştum... Kalbimi aydınalatan ışık kaybolunca,karanlık ile aramda olan tek engel de yok olmuş,beni kendine çekmeye başlamıştı.
Aldığım her nefes yüreğime bıçak gibi saplanırken,şüursuz bir şekilde sadece onu izliyordum. Kulaklarıma dolan alarm sesi beni anca kendime getirmeyi başarmıştı. Ama böyle olamazdı. Bu kadar çabuk ayrılamazdı Triss benden. O yaşamalıydı! Gerekirse ben ölürdüm, ama o yaşayacaktı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~
Fantasy✨🌿Hikayeden kısa bir alıntı🌿✨ O güne kadar tek istediğim elimde olanlara şükr edip,hayallerim uğrunda savaşıp,başarılı olmaktı... Ama o günden sonra hayatımın tepe taklak olup,180 derece değişeceğini nereden bile bilirdim ki?! Hayatıma bomba gibi...