Neredeyse ben bile hatırlamıyordum,ama yarın benim doğum günüm!Aynı zamanda yarınki konsey için hazırlanıp,bir şeyler yapmam gerekiyordu.Antoan'ın söylediklerinden öğrendiğim kadarıyla ekstra bir şey yapmama gerek yoktu.Sadece kendimi kanıtlamam ve verdikleri sorulara gerçek düşüncelerimi söylemem yetecekti.
Alex'in toplantısında yaşananlardan dolayı modum çok düşmüştü. Hiç bir şey yapmak istemiyordu canım. Bu yüzden dinlenmek için odama gidip,sadece uyumak istiyordum. Ama Alice,buna müsaade etmeyip,kendi yatağına kurulup,beni soru yağmuruna tutmuştu.
"Triss,neden bana bir şey söylemedin?Vay be,şimdi sen bir Blackmoon musun?!Çok havalı..."
"Kendim ve etrafımdakilerin koruması için saklamam lazımdı...Ama artık bu ben ve etrafımdakiler için bir tehdit oluşturmadığından açıklamaya karar verdik."
"Hmm,peki Edward biliyor muydu?"
"Evet!" dedim bıkkınlıkla."Triss,bir şey soracağım.Tobias'ı hiç gördün mü?Sen gittiğinden beri ortalıkta yok!"
Onun bu sorusuyla tırnaklarımı avuçlarıma geçirip,lafı ağzımda gevelemeye başladım.Ona sevdiği adamın bir hain olduğunu ve onu öldürdüğümü nasıl söyleyecektim ki?!
"Ş..şey Tobias aramızdaki haindi.Jacob için çalışıyordu.Beni öldürmeye çalışınca ben de onu...-" diye lafı gevelemeye başladım ağzımda.
"Sen de onu...?!" dedi telaşla
"Öldürdüm!" dedim titrek sesle.Alice bu duyduğu gerçek karşısında çıldırıp,garip-garip hareketler yapmaya başladı.Gözlerinde tek bir gözyaşı damlası bile belirmese de,öfkesini kusmaya başlamıştı adeta üzerime.
"Ne?!...sevdiğim adamı mı öldürdün?Bunu bana nasıl yaparsın?!" diye beni tersleyince ne yapacağımı şaşırdım.
"Alice,o düzenbazın tekiydi.Yaptığı her şey planlıydı.Kendimi korumak için...-"
"Senden nefret ediyorum!Çık hemen odamdan!..." dedi Alice ağlamaklı sesiyle .
"Burası,benim de odam!" dedim sert bir şekilde.
"Çık dedim!" diye bağırınca,sabrımın son damlasını da taşırmış oldu.
Gözlerime ve kulaklarıma inanamıyordum.Arkadaş sandığım kişi iki dakikada beni onu sevmeyen birine bile tercih etmişti!Ve o da bunun gayet farkındaydı...Acısını anlaya biliyordum,ama verdiği tepki gerçekten çok fazlaydı! Yine de seçimini yapmıştı...Onun gözünde Tobias kadar değerim yokmuş demek ki...Her ne olursa,olsun üzerine fazla gitmeyip,eşyalarımı alıp,Edward'ın odasına geçtim ona da kızgın olmama rağmen.
"Triss,ne oldu?" diye sordu Edward bu halimi görünce.
"Alice'le kavga ettik,seninle kala bilir miyim bir süreliğine?"
"Tabii ki,hadi geç eşyalarını bırak.Neler oldu?Anlatmak ister misin?"
"Alice,Tobias'a olanlar yüzünden beni suçladı!
"Salak kız...Üzülme sen,hadi geç otur.Su ister misin?"
"Evet,lütfen..."Edward'dan suyu alıp,küçük yudumlarla içmeye başladım öfkemi yatıştırmak için.Olanlardan dolayı kendimi suçlu hiss etmiyordum.Ne de olsa,ben kendimi korumaya çalışmıştım. Kafam öyle karışıktı ki,her şey üst-üste gelip,beni mahv etmek istiyordu sanki! Ama ben hâlâ sabr ediyordum...
"Edward,bu gün nerelerdeydin?!Uyandığımda yoktun..."
"Bir az işlerim vardı,hall etmek için çıktım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~
خيال (فانتازيا)✨🌿Hikayeden kısa bir alıntı🌿✨ O güne kadar tek istediğim elimde olanlara şükr edip,hayallerim uğrunda savaşıp,başarılı olmaktı... Ama o günden sonra hayatımın tepe taklak olup,180 derece değişeceğini nereden bile bilirdim ki?! Hayatıma bomba gibi...