Gözlerimi açtığım zaman hiç beklemediğim bir manzara ile karşı-karşıya kalmıştım. Annem yanı başımda oturmuş,saçlarımı okşuyordu. Fotoğrafları olmasa asla tanıyamayacağım,kokusuna hasret kaldığım annem... Beni uyandırmak için,"Triss...kızım...uyan!" diye bana sesleniyordu.
"Anne sen misin?!" dedim göz yaşlarıma engel olamayarak.
"Evet canım,benim!Seni çok özledim!"
"Ben de sizi anne! Sizi çok merak ediyorum,keşke sizi tanısaydım..."
Hıçkırıklarla ağlarken,başımı yastıktan kaldırıp anneme sarıldım sımsıkı. O hasret kaldığım anne kokusunu içime çekmeye çalıştım ,amma kokmuyordu...
"B...baba,bu sen misin?!" dedim yine şok geçirerek.
Babam annemin arkasında durmuş,sevgi dolu bakışlarıyla bizi izliyordu. Kesinlikle rüyada olmam gerekiyordu. Onlar ölmüştü çünkü... Jacob hiç düşünmeden katl etmişdi ikisini de...
"Evet,canım kızım, benim! Şimdi,lütfen ağlama ve ikimizi de iyi dinle. Zamanımız tükeniyor...Bizi bulman la...zı...-"
Babam daha cümlesini tamamlayamadan,buhar olup,ortadan kayb oldu bir anda. Şaşkınlıktan irileşmiş gözlerim etrafta geziniyorken,kendi-kendine konuşan anneme döndü gözlerim.
"Hayır,olamaz daha zamana vardı. Triss, bizi bulman lazım!" dedi annem endişe ve korkuyla.
"Anne nasıl bulacağım sizi?! Ne demek istiyorsun?! Hiç bir şey anlamıyorum!"
"S...saraydaki zambakları takip et!"
Benim içimde bir ton soru birikmişken,cümlesini tamamlar-tamamlamaz annem de ortadan kayb oldu birden-bire. "Hayı...ır!Gitmeyin!Geri dönün!" diye bağırıp,hünkür-hünkür ağlıyordum. Geri dönmeleri için anne-babama ne kadar seslensem de,nafile...Hiç bir iz yoktu ikisinden de! Başımı avuçlarıma gömmüş,hıçkırıklarla ağlıyorken, her taraf silkelenmeye başladı bir anda.
"Triss! Kendine gel! Triss!"
Kirpiklerim yavaş-yavaş aralandığı zaman Morgana'nın beni silkelediğini görünce, hayretle baktım ona.
"Triss,kendine gel!"
"Ya bir dur,içim dışıma çıktı!" dedim sitem ederek.
"Sanırım,kabus görüyordun. Odanın yanından geçerken ağladığını duydum. Sana bir şey olduğunu sandım..."
"Hayır,rüyaydı...Gerçek olamayacak kadar güzel bir rüya..."
"Konuşmak istersen ben buradayım" dedi gülümseyerek.
"Canım şu an hiç konuşmak istemiyor. Bir az düşünmek istiyorum. Lütfen, beni yalnız bıraka bilir misin?"
"Tabii ki,sen dinlen bir az!" deyip,yanağımdan öptükten sonra,odamı terk etti Morgana.
Yorganımı başıma çekip,düşünmeye başladım daha sonra. Gördüğüm bu rüya öylesine bir rüya olamazdı. Çünkü rüyalarımın farklı olduğunu çok iyi biliyordum. Ya annem ve babam bana bir şey anlatmaya çalışıyorlarsa? Ya onlar yaşıyorsa...?
Bu gördüğüm rüya aynı zamanda bana beni büyüten ailemi hatırlatmıştı. 5 ay kadar önce artık onlar için tehlike teşkil etmediğimden,onları ziyaret etmek istemiştim. Ama evi boşaltılmış bir şekilde bulunca,meraklanıp araştırma yapmıştım. Meğerse, annem hamileymiş ve 7 ay önce küçük kız kardeşimi doğurmuş. Bunu duyduğuma gerçekten çok mutlu olmuştum. Bu şekilde benden sonra hayatlarında o boşluk hiss edilmeyecekti. 6 ay önceyse babama çok iyi bir iş teklifi geldiğinden Kanadaya taşınmıştılar hep birlikte. Onların adına çok mutluydum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~
Fantastik✨🌿Hikayeden kısa bir alıntı🌿✨ O güne kadar tek istediğim elimde olanlara şükr edip,hayallerim uğrunda savaşıp,başarılı olmaktı... Ama o günden sonra hayatımın tepe taklak olup,180 derece değişeceğini nereden bile bilirdim ki?! Hayatıma bomba gibi...