Yaşlı kadının dudaklarından dökülen,anlam veremediğim cümleler beni ürkütünce,elimi kendime doğru çektim hemen. Bayan Elena'nın söylemeye çalıştığı şey hakkında en ufak bir fikrim yokken,onun tam 20 yıldır konuşmuyor olması gerçeği işi daha da ürkütücü kılıyordu. Kadının göz bebekleri normale dönünce,Drake'e doğru döndüm hemen her hangi bir cevap almak için.
"Drake,bayan Elena ne söylemeye çalışıyor?!" dedim titrek ses tonumla.
"Bilmiyorum Triss,bilmiyorum! Babaannem uzun zamandır konuşmuyordu. Ben de en az senin kadar şaşırmış durumdayım!" dedi Drake pes ederek.
Ardından Drake babaannesine dönerek,ellerini avuçlarına alıp,konuşmak için ona doğru eğildi.
"Babaanne,iyi misin?!"
Bayan Elena torununun sorusuna karşılık,sadece başını sallayınca,Drake onu kendine doğru çekip,kollarını sardı boynuna. Bense, hemen içeri geçip,bir bardak su doldurup,ona uzattım içmesi için. Bardağı uzatınca,bayan Elena'yla göz-göze gelince,çekingen ve ya korkmuş bir şekilde yere dikti gözlerini hemen. Onun bu gizemli tavırları ve az önce söyledikleri aklımı karıştırmışken,kalbim sıkışmaya başladı aniden.
Küçük ve loş ışığın hakim olduğu bu odanın duvarları üstüme doğru gelip,beni sıkmaya başlayınca,nefesim daralmaya başladı git-gide. Bir az temiz hava almak için,hemen kendimi dışarı atıp,karşıma çıkan ağaç kütüyünün üzerine oturdum sakinleşmek için.
Temiz hava ciğerlerime dolunca,az da olsa,kendime gele bilmiştim. Drake'in elinin sıcaklığını çıplak omzumda hiss edince,ayağa kalkıp,boynuna sarıldım hemen. Şu an için bana iyi gele bilecek tek şey,onun huzurverici kokusu ve şefkatli kollarının arasına sığınmaktı çünkü.
"Şşt,sakin ol, canım!Eminim her şeyin bir açıklaması vardır!" dedi Drake beni sakinleştirmek için.
"Bayan Elena konuşa bildi mi?"
"Hayır,tek bir kelime bile etmiyor! Zaten o söyledikleri bile mucizeydi benim için!
Drake'ten ayrılıp,ellerini avucuma aldım konuşmak için.
"Biliyorum,bu söylediklerine karşılık senin de bir cevabın yok ve bu yaşadıkların sana da garip geldi. Hele ki,bunca yıl tek bir kelime bile söylememişken!" deyip,ellerinin sırtını okşadım baş parmaklarımla.
"Onu böyle görmek beni çok hüzünlendirdi açıkçası!"
"Üzerine gitmek istemem,ama sence söyledikleri ne anlama geliyor?" dedim merakıma yenik düşerek.
"Kehanet kısmının beyaz kurt kehaneti olduğunu düşünüyorum!" dedi Drake gözlerimin içine bakarak.
"Aynen,ben de öyle düşünüyorum!Peki ya sonrası?Belki...belki anlatmasa bile,yazarak söyleye bilir neler gördüğünü?!"
"Babaannemin söylediği ilk 3 cümle zaten umut vaat ediyor. Ama tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyorum!Yine de korkmana gerek yok,canım! Biz birlikte olduktan sonra,hiç bir kuvvet bize zarar veremeyecek!Güven bana!" deyip,alnımdan öptü Drake.
"Ayrıca malesef ki,babaannem yazmayı bilmiyor!Ve aynı zamanda onun üzerine çok gitmek istemiyorum!" dedi konuşmasına devam ederek.
"Haklısın,canım!" deyip,tekrar sarıldım ona bu olanları unutmak için.
Belki de,Drake haklıydı. Bu kehanet üzerinde fazla takılı kalmıştım. Boş vermeliydim! Karanlık ve aydınlıktan oluşan bu dünyadan her daim ışık ve huzur beklemek ,asıl gerçekliğe göz yummak aptallık sayılırdı belki de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~
Fantasy✨🌿Hikayeden kısa bir alıntı🌿✨ O güne kadar tek istediğim elimde olanlara şükr edip,hayallerim uğrunda savaşıp,başarılı olmaktı... Ama o günden sonra hayatımın tepe taklak olup,180 derece değişeceğini nereden bile bilirdim ki?! Hayatıma bomba gibi...