"Triss,seni seviyorum!"
***
Kalbim kulaklarımda atıyordu resmen. Heyecandan boğazım düğümlenmiş,avuçlarım terlemiş,göz bebeklerim büyümüştü. Beni seviyordu...Gerçi onun benden hoşlandığını bir kaç defa hiss etmiştim,ama hislerinin bu kadar derin olduğunu bilmiyordum açıkçası...
Peki ya benim hislerim? Ben ona karşı hangi hisleri besliyordum? İçten-içe ben de ona karşı boş olmadığımı biliyordum. Başka birisi beni bu kadar heyecanlandıramazdı çünkü...Ama bu aşk mıydı? Yoksa sadece bir hoşlantı mı?
Şaşkınlıkla Drake'i izliyordum. Ama ne söyleyeceğim,ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Drake'se kahverengi gözlerini gözlerime dikerek,gülümsüyordu . O bana böyle bakarken,kendimi bir şeyler söylemeye mecbur hiss ediyordum. "Ş...şey ben ne...-" daha cümlemi tamamlayamamışken,Drake sağ elini elimden çekerek,dudaklarıma götürdü. Nazikçe dudağımı kapayan parmakları konuşmamı engelliyorken, "Bir şey söylemek zorunda değilsin,sadece hislerimi bil istedim..." dedi gülümseyerek. Böyle anlayışlı davrandığı için,ona teşekkür edip,koşar adımlarla odama doğru yol aldım.
Heyecanla kapını ardımca çarpıb,nefes-nefese kaldığım için duvara yaslandım. Elimi sol yanıma götürüp,kalb atışımı dizginlemeye çalıştım adeta. Drake'ten kesinlikle böyle bir şey beklemiyordum. Ama yapmıştı ve ben ona ne cevap verecektim?! Yavaş-yavaş kendime geldiğimi hiss edince,derinden nefes alıp her şeyi akışına bırakmaya karar verdim. Ona karşı olan gerçek hislerimi anladıktan sonra,cevap verecektim ona...
Pijamalarımı alıp,banyoya geçtim. Dişlerimi fırçalayıp makyajımı temizledikten sonra,üzerimi değiştirip,dışarı çıktım. Annemin yanına geçip,onu kontrol ettim ilk önce. Durumu aynıydı. Kalbi atıyordu,ama daha uyanamamıştı.
Daha sonra babamı kontrol etmek için yatağın sol tarafına geçtim. Nefes alıp-almadığını anlamak için başımı ona doğru eydim. Saçlarım yüzüne düşünce,ani bir refleksle yaşadığım şey karşısında çığlık attım. Bir anda kendimi duvara yaslanmış halde bulmuştum. Babam uyanmıştı!...O yaşıyordu!...
"B...baba,benim Triss...!" dedim elleriyle boğazımı sıktığı için kısık ses tonumla.
Oda karanlık olduğu için babam perdeni çekip,ay ışığının yüzüme düşmesini sağladı. Bir kaç saniye gözlerimin içerisine baktıktan sonra,boynumdakı elini çekip,beni yere indirdi.
"Kızım,bu sen misin?" dedi titrek sesiyle.
"E...evet baba,benim..." dedim ağlamaklı sesimle.Göz yaşlarıma hakim olamayınca,babam ellerini yanaklarımdan süzülen gözyaşlarıma götürüp,onların çeneme ulaşmasını engelledi. Babamı hiç tanımadığım için ne yapacağımı,ona karşı nasıl davranacağımı bilmiyordum. Sevgimi göstermekten,ona sarılmaktan korkuyordum...
Babam bir süre gözlerime baktıktan sonra,beni kendine doğru çekip,kollarını belime doladı. Elini başıma koyup,kokumu ciğerlerine çekmeye başladı ardından. Aynı şekilde ben de babama sarılıp, gözyaşlarıma sözümü geçiremediğim için hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Uzun zamandır hasret kaldığım baba sevgisi içimi ısıtmıştı. Şu anki mutluluğumun sınırı tarifedilemezdi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~
Fantasy✨🌿Hikayeden kısa bir alıntı🌿✨ O güne kadar tek istediğim elimde olanlara şükr edip,hayallerim uğrunda savaşıp,başarılı olmaktı... Ama o günden sonra hayatımın tepe taklak olup,180 derece değişeceğini nereden bile bilirdim ki?! Hayatıma bomba gibi...