Ailen...
"Aileme bir şey mi oldu,Alex?!" dedim panikle.
"Hayır iyiler,ya da hayır..." dedi Alex afallayarak.Alex'in bu kararsızlığıni görünce,iyice deliye dönmüştüm.
"Alex beni çıldırtma!Bunu açık-açık söylesene!Ne oldu aileme?!" dedim sinirle.
"Ailen sandığın kişiler senin gerçek ebeveynlerin değil,Triss!" dedi Alex tek nefeste.
"Şaka yapıyor olmalısın!Artık bu kadarı da çok fazla! Lütfen şaka de,nolur?!" dedim sitem edercesine.
Boğazıma oturmuş olan yumru yüzünden konuşmakta zorlanınca,ortaya boğuk bir ses tonu çıkmıştı.Gözlerim yanmaya başlayınca,kendimi ne kadar sıksam da,yanağımda hiss ettiğim ıslaklıkla beceremediğimi anlamıştım.
Aslında bunu içten içe tahmin etmiş olsam da, gerçeği kabul etmek yerine,inkar etmeyi seçmiştim.Çünkü,ne annemle,ne de babamla hiç bir benzerliğim yoktu.Ve aynı zamanda,bu zamana kadar onlarda hiç bir gariplik sezmemiştim.Güçlerini benden saklıyor da ola bilirlerdi...
'Triss,sen BlackMoon ailesinin kalan son iki üyesinden birisin..." dedi Alex devam ederek.
"Hayır,hayır! Bu söylediklerin gerçek olamaz!" dedim kulaklarımı kapayıp,hıçkırıklarla ağlayarak.
"Triss,ebeveynlerin olduğunu dediğin kişiler sadece insan.Mantıklı ol, lütfen.Sen bir Blackmoon'sun!"
"Hayır,inanmıyorum size!"
Hıçkırık seslerim ve bozulmuş kalp atışı ritmim kulaklarımda yankılanıyorken,geçirdiğim panik atak nedeniyle,nefes almakta zorlanmaya başlamıştım.Dünya başıma yıkılmış,ben de büyük bir harabenin altında kalmıştım.
Ben gam deryasında boğulurken,omzumda hiss ettiğim sıcaklıkla irkilip,Edward'ın bana doğru uzattığı ele baktım ağlamaktan şişmiş gözlerimle.Dolu gözlerim gözleri ile birleşince, beni kendine doğru çekip,kollarını boynuma sardı desteğini eksik etmeğerek.
"Şşt! Her şey düzelecek,Triss! Kendini toparlaman lazım! Güçlü ol,lütfen!"
Edward'ın beni sakinleştirmek için goşterdiği çabalar,beni bir az da olsun sakinleştirmeyi başarmıştı. O sakin olmam için beni teselli ederken,bense,huzurverici sıcaklığıyla mest olmuştum kucağında.Öyle ki,ondan gördüğüm bu sevgi,bu yalan dünyadan bir az da olsun,ayrılmama yardımcı olmuştu.
Her ne kadar sonsuzadek böyle kalmak istesem de, kendimi toparlayıp,ayrıldım Edward'ın şefkatli kucağından.Aslında,hiç de sulu göz değilimdir.Ama son üç günde yaşadıklarım bir insan için çok fazlaydı.En azından bana göre...
"Eğer ailen ve kendin hakkındaki gerçekleri öğrenmek istiyorsan, sana okuman için bir kitab vereceğim.Hakkında bilinen her şey bu kehanet kitabında yazıyor!" dedi Edward sakince .
Bir şey söylemeden,başımla onaylayınca,Alex konuşmaya başladı ardından.
"Bak Triss,seninle açık konuşacağım! Biliyoruz,her şey senin için çok ağır.Yaşadıkların hiç normal değil.Ama bilmen gereken bir şey daha var. Artık burada okuman lazım! Diğer hayatından kendi iyiliğin için ve aynı zamanda etrafindakileri tehlikeye atmamak için vazgeçmelisin!"
Tam daha kötü ne ola bilir ki?! diye düşünürken,Alex'in söyledikleri vücudumun tamamen pes etmesine neden olmuştu.
"Nasıl yani?!Onları neden korumalıyım ki?!" dedim fısıltı gibi çıkan sesimle.
"Sen üçlü melezsin.Aynı zamanda,her 3 türün kraliçesisin.Sen tahta geçmeden, seni öldürmek isteyenler olacaktır.Özellikle de..."
"Özellikle de?!" dedim tekrak ederek.
"Babanın üvey kardeşi Jacob Blackmoon. O şu anda vampirlerin kralı ve o, onu yerinden edecek biri her kim olursa,olsun gözünün yaşına bakmadan kellesini uçurmaya hazır! Ve aynı zamanda onun en büyük rakibinin kim olduğunu da çok iyi biliyor.Yani sen!"
" Jacob tam 19 yıldır seni arıyor.Gerçek anne ve babanın da seni korumaya çalışırken Jacob tarafından öldürüldüğü söyleniyor.Baban Klaus melezdi.Yarı kurt,yarı vampir.Aynı zamanda vampirlerin kralıydı.Annen Katherine kurtların kraliçesiydi.O bir köken kurttu.Eğer cadılığın nereden geldiğini sorarsan,babaannen Elizabeth de bir köken cadıydı.Zaten diğer iki türü yaratan da oydu...Yani sen,her üç türün kökenlerinin soyundan geliyorsun! Al bu kitabı,öğrenmek isteyeceğin herşey burada yazıyor." diye devam etti ardından.
Alex'in söyleyecekleri bittikten hemen sonra,bana kırmızı renkli,eski bir kitap uzattı.Kitabın üst kapağı bir az tozlu ve yıpranmış olsa da, içerisindeki sayfalar gayet iyi durumdaydı.Alıp teşekkür ettikten sonra, Alex bizi Edwardla yalnız bıraktı.
"Bak Triss,her şeyin senin için çok çabuk değiştiğini,hayatının alt-üst olduğunu biliyorum.Senin için zor ola bilir,ama her şey düzelecek inan bana!Sabr et lütfen!Belki hayatının altı,üstünden daha güzeldir ne biliyorsun?!" dedi Edward beni teselli etmeye çalışarak.
"Umarım senin söylediğin gibi olur...Ne yapacağımı,aileme ne söyleyeceğimi inan bilmiyorum! Bir az yalnız kalıp düşünmem lazım! Her şeyi,bütün olanları...Lütfen bana zaman verin!"
"Tamam,Triss,nasıl istersen.Ama eski hayatından artık vazgeçmelisin! İyi düşün lütfen!" deyip saçımı okşadı ardından.
Onun bana olan bu ilgisi hoşuma gitmiyor değildi doğrusu.Onun yanındayken kendimi çok huzurlu hiss ediyordum.Belki de bu,şu anda her hangi bir teselliye,sevgiye olan ihtiyacımdan dolayı böyleydi.Bilmiyorum...Ama daha iyi bildiğim şey, aramıza mesafe koymam gerektiğiydi...
"Tamam,şimdi eve gide bilir miyim?Dinlenmek istiyorum..." dedim yorgun düşmüş halimle.
"Tabii ki,ben seni bırakayım!" dedi Edward gülümseyerek.
Kendimi toparladıktan sonra,Edwardla birlikte terk ettik Özeller okulunu!Gerçi buraya da Özeller için okul deyip duruyorum ama,buranın bir adı varmış.Okulun ismi Alex'in soy adını taşıyormuş. "Winchester Akademi"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~
Fantasy✨🌿Hikayeden kısa bir alıntı🌿✨ O güne kadar tek istediğim elimde olanlara şükr edip,hayallerim uğrunda savaşıp,başarılı olmaktı... Ama o günden sonra hayatımın tepe taklak olup,180 derece değişeceğini nereden bile bilirdim ki?! Hayatıma bomba gibi...