Burnuma dolan rahatsızedici kanalizasyon kokusuyla kirpiklerimi kırpıştırarak açtım yavaşça.Ayağa kalkmaya çalışsam da,dengemi kayb ederek yere düştüm başım döndüğü için. Başımı tutmuş bir şekilde etrafı incelemeye başlayınca,bir zındanda olduğumu fark ettiğim zaman ,olanlar tek-tek aklıma düşmeye başladılar sırayla.Boynumun kırılma sesi hala kulaklarımda yankılanıp,olayları bire-bir hatırlamama yardımcı oluyordu.
Vampir ve kurtların iyileşme gücü sayesinde,sadece 1 kaç saatlik ölü sayılıyorduk.Acaba kaç saattir bu haldeydik?!...Burası çok eski bir zından gibi görünüyordu.Etraftan gelen kokular neredeyse,burnumu eritecek gibiydi.
Jacob'un saldırısı zamanı Edward'ın da yanımda olduğunu hatırlayınca,parmaklıklara yaklaşıp,"Edward!" diye bağırarak ona seslenmeye başladım.
Bir az öteden kırık seslerle,"Buradayım Triss!" diye cevap gelince,derin bir oh çektim.
"Aman Tanrım,Edward,iyi misin?!"
"Evet,sayılır...Peki ya sen?!" dedi Edward bir yandan da öksürerek."Dışarıda olsam,çok daha iyi olurdum!" dedim parmaklıkları yumruklayarak.
"Triss,odaklanmaya çalış!Bizi buradan kurtara bilir misin?!"
"Denemeye çalışacağım!"
Artık gücümü toparladığım için,ayağa kalkıp,buradan çıkmak için plan yapmaya başladım.Bir az düşündükten sonra tek-tek tüm seçenekleri değerlendirmeye başladım ardından.
İlk önce cadı güçlerimle güç topu yaratıp, parmaklıkları devirmeye çalıştım.Tüm gücümü ortaya koydum.Ama olmadı...Daha sonra fiziki gücümle parmaklığı yerinden sökmeye çalışsam da,hiç bir fayda etmemişti bu da.Sorun bende değildi.Bu zından özel yapım olmalıydı.Hiç bir gücüm işe yaramadığına göre burası bana özel olmalıydı.
Ama bir konuda ben Jacob'dan bir-sıfır öndeydim.Kehanet kitabında yazmayan,bir keşfedilmemiş gücüm daha vardı.Bunu Edward bile bilmiyordu.Çünkü bunu daha dün antreman yaparken keşfetmiştim.
Hiç zaman kayb etmeden,zındanın tam ortasına geçtim.Ardından gözlerimi kapayıp,derinden nefes alıp,odaklanmaya başladım.Beynimdeki tüm düşünceleri çıkarıp,dışarısına dair her hangi bir görüntünü yerleştirdim beynime.Vücudum karıncalanmaya,cildim yanmaya başlayınca,bir umut doldu içime.
Vücudumdaki karıncalanma yok olunca, gözlerimi açtım yavaşça. İlk önce gözlerim acısa da,her şey eski haline döndü saniyeler içerisinde.Gözlerimi açtığımda kendimi çok büyük,duvarları siyah ve altın renkli,modern stilde dekore edilmiş bir odanın içersinde bulunca,büyük bir sevinç doldu içime.Bu odanın resmini Blackmoon'ların kitabında gördüğümden,hayal etmek kolay olmuştu benim için.
Yine de emin olmak için sessizce pencereye yaklaşıp,dışarını incelemeye başladım.Tanrım,başarmıştım!Blackmoon House'un odalarından birindeydim!Planımın ilk aşaması başarılı olmuştu!Şimdiyse,sıra diğer aşamaları düşünmekteydi!
Edward'dan:
Bir kaç dakikadır Triss'e seslensemde,hiç ses vermiyordu.Artık endişelenmeye başlamıştım.Tüm gücümle parmaklıkları kırmaya çalışsam da,hiç bir yararı olmuyordu.Triss'e bir şey olursa,yaşayamazdım!Tek bir tesellim vardı.Eğer o tehlikede olursa,hemen anlardım.Bağlıydık çünkü...Belki de tüm bu karanlıktan bizi çekip çıkara bilecek tek kişi Triss'ti...Şimdi yapa bileceğim tek şey ona güvenmek ve onun için dua edip, beklemekti...
Triss'ten:
Ne yapacağımı şaşırmıştım.Hiç bir planım yoktu derken, dışarıda ayak sesleri duyulmaya başlanınca,elim ayağıma dolandı.Panikten ne yapacağımı şaşırmışken,kapının arkasına saklandım hemen.Saniyeler sonra,kapı hafif aralanıp,içeri birisi girince, Jacob'un korumalarından biri belirdi görüş açımda.Vampirin arkası bana dönüktü.Bir an önce bir hamle yapmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat ~ Melez serisi- I ~
Fantasy✨🌿Hikayeden kısa bir alıntı🌿✨ O güne kadar tek istediğim elimde olanlara şükr edip,hayallerim uğrunda savaşıp,başarılı olmaktı... Ama o günden sonra hayatımın tepe taklak olup,180 derece değişeceğini nereden bile bilirdim ki?! Hayatıma bomba gibi...