7. Bölüm|Boşluk

4.1K 132 32
                                    

"Bazen yapmanız gereken tek şeyin
Nefes almak olduğunun bilincine
Varın. Bunun tadını çıkartın."
-Deepak Chopra

Derin bir sessizlik içerisinde önümdeki keke şekil vermeye çalışıyordum. Alexander ise tezgaha yaslanmış dikkatle beni izliyordu. Sanki daha önce mutfakta bir insan görmemiş gibi davranması beni şaşırtırken, dayanamayıp sessizliği bozdum.

"Annenle birlikte yemek yaptınız mı hiç?"

Bütün dikkatini yüzüme verirken, ifadesiz bir şekilde cevap verdi.

"Hayır."

"Mutfakta hiç anneni de mi izlemedin?"

"Hayır."

Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken, merakım yavaş yavaş artıyordu. Önümdeki işi bırakıp, ona doğru döndüm.

"Değişik bir çocukluk geçirmişsin Alexander."

Yüzüne bakarken bir duygu kırıntısı aramaya çalışıyordum. Ancak o bile yoktu. Kendi kendime konuşup, kendi kendime cevap veriyordum.

Bu haline içten içe üzülürken, onun hakkında birçok şeyi merak ettiğimi farkettim. Hangi çocuk annesiyle vakit geçirmezdi ki?

"O zaman annenle başka aktiviteler yapıyordunuz?"

Soru içeren cümlemle yüzüme baktığında, yanıma geldi. Yanıma gelmesi beni rahatsız ederken, cümlemde rahatsız edici bir şeyin olup olmadığını düşündüm.

"Hayatımın çocuğunu yatılı okullarda geçirdim. Annemle pek zaman geçirmeye vaktim olmadı."

Merakla suratına bakarken aynı zamanda yüzünü inceliyordum. Yanımda durması, bana yüzünü inceleme fırsatı sunuyordu.

"Hadi ama Alexander, elbette bir şekilde zaman geçirmişsinizdir."

Yüzüme doğru döndüğünde, bu konuyu fazla irdelememem gerektiğini anladım. Sanırım annesi hakkında konuşmaktan hoşlanmıyordu.

"Yatılı okula neden gittin?"

"Kendim istedim."

Kendi isteğiyle gitmiş olması beni oldukça şaşırtmıştı. Herkes ailesinin yanında olmak isterdi ama Alexander yine yapacağını yapmıştı. Gerçekten ilginç bir karakterdi.

Aklıma ani gelen bir fikirle gülümsedim. Alexander suratıma anlamsızca bakarken, kolundan tuttum.

"Hadi bana yardım et."

Kaşları alayla yukarı kalkarken "Burada emirleri benim verdiğimi sanıyordum." Dedi.

Gözlerimi devirirken, ters ters baktım. Şu an ciddi bir şekilde bu konuşmayı yapsaydık, kafamı kremaya sokup beni boğmaya dahi çalışabilirdi.

"Mutfakta aşçının sözü geçer Bay Clark. Şimdi itiraz istemiyorum."

Önümdeki krema dolu kabı kucağına koyarken, surat ifadesi gerçekten gülmeme neden oluyordu. Kolunu tutup yanıma çektiğimde yüzüne baktım.

"Şimdi kremayı buraya güzelce yedir. Sonra şu meyveleri kesip üzerine koyacağız."

Tekrar gülümserken, gözleri dudaklarıma kaydı. Gülümsemem yavaşça solduğunda yüz hatları gerildi. Karşımda bazen Alexander'ın olduğunu unutuyordum. Ona belki de acımamalıydım.

ARES/kaldırılacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin