#14

546 70 43
                                    

Neden taslaklarda bölüm tutamıyorum ki ben T^T
Neyse..

İyi okumalar~

Jimin uzatılan beyaz ve oval şekilli tabletleri hiç beklemeden almış, kaptığı gibi ağzına atarak yutmuştu.

Artık onları düzgün bir şekilde kullanmanın zamanı gelmişti. Yoongi kaçma planını açıkladıktan sonra ilaçlarını almayı bırakmıştı. Sakinleştiriciler onu uyuşturuyor, hareketlerini daha halsiz yapıyor, hatta uzun bir süre kullanırsa düşünme yetisinde de sorunlar çıkarıyordu. Daha yavaş düşünmesine neden oluyor, söylenilenleri geç algılamasına ve aynı zamanda da geç icra etmesine sebep oluyordu. Bu yüzden eğer kaçacaklarsa daha çevik olması gerektiğini düşünmüş ve ilaçları olmayı bırakmıştı. Her gün öğle ve akşam yemeğinden sonra verilen tabletleri dilinin altında tutuyor, avluya çıkacaklarsa taşlık yerlere bırakıyordu. Akşam yemeğinden sonraysa koğuşa kadar saklanmak zorunda kalıyor, vardığındaysa gardiyanların görmediğinden emin olduğu anda odanın köşesindeki küçük havalandırmadan içeri atıyordu.

Tek sıra halinde dizilmiş mahkumlar her gün olduğu gibi koridorda kontrolden geçilmiş ve koğuşlarına yerleşmişlerdi.

Sanki dün hiç birşey olmamış, çalışmak için indikleri kazan dairesinde kıyamet kopmamış gibi monotondu Alcatraz. Herkes biraz konuşup, aralarında fısıldaşıp susmuştu. Hep olduğu gibi.

Jimin ise koğuşunda durmadan volta atmaya başlamıştı bile. Dün yaşadıklarından sonra kendini biraz topladığında ilk aklına gelen şey Yoongi'yle görüşmesi gerektiğiydi. Başta bunu nasıl yapacağı hakkında pek bir fikri yoktu. Çünkü hep bu tip görüşmeleri Yoongi ayarlar, Jimin'in ise nasıl yaptığından haberi bile olmazdı. Bu sabahsa aklına Namjoon adlı gardiyan gelmiş, onun aracılığıyla Seok Jin'le iletişime geçe bileceğini düşünmüştü.

Bu yüzden de sabahtan beri gözleri Namjoon'u arıyordu fakat ne avluda, ne kantinde rastlamamıştı.

Sonuç olarak günün diğer kısımlarını koğuşlarına dağılacakları anı bekleyerek geçirmiş, şimdi de belki koridor nöbetindedir umuduyla uyumuyordu. Olduğu yerde volta atmaktan sıkıldıktan sonra kafasını dağıtmak ve uyumamak için yatağın kenar üstündeki kitap raflığına bakınmış, buraya ilk geldiğinde Yoongi'nin verdiği kitabı bulmuştu gözleri.

Kitap hala ilgisini çekmiyordu açıkçası.Önceden sadece zaman geçirmek için kullandığı bu kitabı daha sonra tamamen rafa kaldırmış, geri iade etmeyi bile unutmuştu. Kitabı eline almış, yatağına otururken aklına Yoongi'yle olan, kitabı ilk verdiğinde ki anıları gelmiş, gözlerinin dolmasına engel olamamıştı.

Fakat ağlamak istemiyordu. Bu yüzden dolan gözlerine karşın bakışlarını koğuşunun tavanına kaldırmış, hıçkırarak ağlamamak için kendini sıkmaya başlamıştı.

kendini toplamaya çalışırken duyduğu ayak sesleriyle koridora dikkat kesilmiş, dolan gözlerini dirseğiyle silerken koğuşun dışında gördüğü tanıdık bedenle adeta parmaklıklara doğru fırlamıştı.

Ellerini parmaklıklara sarmış, hızlı hızlı ve fısıldayarak tüm gün aklında dolananları anlatmaya başlamıştı.

" Namjoon sonunda... Tanrım, tüm gün seni aradım. Bana yardım etmen gerekiyor. Beni-"

Gencin adını söylemesine ve fısıldayarak konuşmaya çalışmasına rağmen yüksek çıkan sesiyle gardiyan paniklemiş, hızla sağını solunu kontrol ettikten sonra Jimin'in lafını kesmişti.

" Sen kafayı mı yedin?! Neden böyle bir yerde bana adımla sesleniyorsun?"

Yüzünü parmaklıklara yaklaştırarak sessizce ve sinirli bir şekilde söylediklerine karşın Jimin de aceleyle kafasını sallamış, daha düşük bir ses tonuyla devam etmişti.

Alcatraz -《yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin