#7

885 105 83
                                    

Bu bölüm ilk yayımladığımda hata verdi ve yorumlarınızın hiç birini göstermedi. Oysaki bu bölüm hakkındaki görüşlerinizi çok merak ediyordum :( Neyse bu yüzden bölümü kaldırıp yeniden yayımladım.

Nasır tutmuş parmak uçlarıma rağmen bölüm yazdım bu yüzden beni ve Alcatraz'ı sevin olur mu? Bu bölüm biraz uzun ama sıkacağını sanmıyorum çünkü çoğu sorunun cevabı bu bölümde saklı. En azından bir kısmı.

                               İyi okumalar~

" Jung Hoseok! Tanıştığımıza memnun oldum Jiminie."

Tanıştıkları ilk andan sıcakkanlılığını belli eden genç sımsıkı tuttuğu eli sallamayı bırakmış, son bir kez daha genişçe gülümsedikten sonra önündeki yemeğine dönmüştü.

" Kaşınma Hoseok... Daha yeni geldin. El sıkıştığınızı görseydiler geldiğin gibi gitmek zorunda kalacaktın." 

Tae yanında oturan sevgilisine uyarmış ve 'kızgın' bir bakış atmıştı.  Bir aydır o olmadan katlanıyordu bu hapishaneye. Bu bir aylık süre bile onun için yıllar gibi geliyordu. Sevgilisinin sıcacık gülüşleri, kaçamak ve yumuşacık dokunuşları, gizli saklı ellerini sarışı olup içini ısıtmasaydı Alcatraz'ın soğuğundan donmak kaçınılmaz olurdu. 

Daha bebek yüzlü, baharında bir gençken buraya kapatılmış, günden günde daha da soğuduğu bu hayata tutunmak zorunda kalmıştı. 

Zorunda kalmıştı çünkü burada sizden istenilmediği sürece ölemezdiniz bile. Katlanılamaz hayata bir hiç uğruna katlanmak; duyulan pişmanlık, acımasızlık, hiç eksik olmayan özlem ve yer yer ölü kokan havayı solumak zorundaydınız. Kim sizi buradan kurtarabilirdi ki?

"Bunun için bölüme götürecek değiller ya, sevgilim. Hem görmediler zaten." diye Hoseok da kısaca yanıtlamış, Jimin'e dönmüştü.

"Konuşacağımız çok şey var. Gelmen bizim açımızdan iyi oldu aslında biliyor musun? Burada kendine yakın bir arkadaş edinmek çok güzel. Uzun uzun kendinizden, başınıza gelenlerden konuşup zamanın biraz daha hızlı akmasını sağlaya biliyorsun. Tabii bir süre sonra iki tarafın da anlatacak bir şeyi kalmıyor." Hafifçe gülümsemiş, bardaktaki sudan bir yudum aldıktan sonra devam etmişti.

" Yeni birileriyle arkadaş olmak yeni hikayeler, yeni sohbetler demek. Bu da ilerideki bir kaç ayın daha hızlı akacağını gösteriyor.  Uzun bir sürede burada bir birimiz için sadece üçümüz varız. Birilerini yanımıza yaklaştırmamaya çalışıyoruz ama seni sevdim, sevdik."

Çatalla önündeki patatesten bir parça daha ağzına almış, biraz çiğneyip yuttuktan sonra yüzünü yine Jimin'e dönmüştü. Bu sırada Tae de elindeki bardağı bırakmış, onun kaldığı yerden devam etmişti.

" Hoseok haklı. Bu gün avlunun temizlenme günü olduğundan avluya inemeyeceğiz. Normalde bize temizlettirirler, biliyorsun. Ama bu gün bankları mı neyi değişeceklermiş bu yüzden bize yaptırmamışlar diye duydum. Uzun süredir yapamadığımız uzun, "deniz manzaralı" konuşmamızı yarın yaparız. Önceden hep yapardık üçümüz. Sonra binalara gönderilme işi çıktı başımıza."

İkilinin anlattıklarına karşın Jimin de kafasını sallamış, solunda oturan siyah saçlıya dönmüştü.  Yemek boyunca hiç konuşmamış, sadece bir kaç kere kafasını kaldırıp etrafa bakınmıştı. Sabahta Jimin'inin hastaneden çıkarılıp koğuşuna gönderildiğini yan koğuşunun açılıp kapanma sesinden anlamış, kendini duvara ve parmaklıklara doğru yaklaştırarak kısık bir sesle "iyi misin?" diye sormuştu. Olumlu yanıt aldıktan sonraysa yatağına dönmüş, bir daha da koğuşundan ses gelmemişti. 

Alcatraz -《yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin