#25(m)

855 62 54
                                    

Yazacağım en zor gelen 3 bölümden birisi bu her halde😔

İyi okumalar~

Siyah saçlı, Acatrazdaki son günlerinden birinde ilk defa her zamanki rutinde farklılık görmüştü.

Öğlen her kes avluya çıkarılmasına rağmen kendisi koğuşta kalan tek kişiydi.

En azından o öyle sanıyordu.

Avluya çıkma saatinin geldiğine dair gardiyanlar haber verdiğinde tüm kapılar açılmıştı fakat Jimin'in koğuş kapısı kilitliydi.Belki teknik arıza çıkmıştır diye gardiyanlardan birine sorduğunda ise görmez gelinmişti.

Bir kere daha koridordaki mahkumları çıkmadan önce denetleyen gardiyana seslendiğinde, yine aynı tepkiyle karşılaşmış, sorusu yanıtsız kalmıştı.

Şansını iki kere denedikten fakat başarısız olduktan sonraysa yatağına dönmüştü.

Yaklaşık yarım saattir yatağında uzanırken de içinde bulunduğu duruma neden olabilecek şeyleri düşünüyordu. Yine de ne kadar düşünürse düşünsün, her defasında hiç bir şey yapmadığı kanısına geliyordu.

Zihninde kendi kendine kurmuş olduğu sorgudan koğuş kapısının sesiyle sıyrılmıştı.Sesin geldiği yöne döndüğündeyse elinde anahtarla kapıyı açıp kenara çekilen Namjoon'la karşılaşmıştı.

Hemen ardın da içeri giren Yoongi'yle.

Büyük olan yüzünde hafif bir gülümsemeyle içeri ilerlerken o şaşkınlığın arasından görebildiği kadarıyla Namjoon da kapıyı dışarıdan kilitledikten sonra gitmişti.

Yataktan dirsekleri üzerine doğrulmuş, "Yoongi?" demişti.

"Burada ne işin var?"

Yoongi'yse bu sırada gözleriyle küçücük odayı tarıyordu.

"Bunun için günlerdir Seok Jin'le uğraşıyorum. Sonunda uygun fırsat bulup baş başa kalmamızı sağlayabildi."

Bu sırada yatağı, yanındaki çekmeceleri dolaşan gözleri duvara tutturulmuş eski kitap rafını bulmuştu.

Raftan aldığı, Jimin'in marangoz atölyesinde hazırladığı küçük oymalara bakarken de küçük olan yatakta oturur bir pozisyona geçmiş, onu izliyordu.

"Biliyorsun, yarın gidiyoruz, zorlu bir yol bizi bekliyor," ardından eline aldığı tanıdık kitapla dudaklarına bir tebessüm yerleşmişti.

Aylardır o kitap burada duruyordu ve dokunulmadığı da üstündeki tozdan belliydi.

"gerçekçi olmak gerekirse," derin bir nefes verdikten sonra elindeki kitabı aldığı yere bırakmış ve Jimin'e dönmüştü.Yatakta sırtını duvara yaslayan genç kaşlarını çatmış,pür dikkat kendisini izliyordu.

"başarma ihtimalimiz düşük.Geri dönmeyeceğimize dair anlaştık. Ya buradan kurtulacağız ya da okyanusun derinliklerine gömülerek öleceğiz."

Elleri bu sefer de kendi hazırladığı pelikan heykelciğini bulmuştu. Tabii, bu sırada diğerlerinden farklı olarak üstünde hiç bir toz olmaması detayı da gözünden kaçmamıştı.

"Yani, birlikte özgürlüğe kavuşalım derken, sonsuzluğa da açılabiliriz."

Sonunda rafta bakılabilecek her şeyi bitirdiğinde yatağa ilerlemiş, Jimin'in sağ tarafına geçdikten sonraysa sözünü bitirmişti.

"Ben de düşündüm ki, sonu meçhul olan bir yolculuğa çıkmadan önce bir birimize doymalıyız."

Jimin duvara yaslı, ayakları yataktan sarkacak şekilde oturmuşken Yoongi oturuşu onun tam tersiydi. Dizlerine yasladığı dirsekleri üzerinden arkasında kalan siyah saçlıya dönmüştü.

Alcatraz -《yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin